İlk basamak COVID-19 tanısı alan alıcının izolasyonunun sağlanmasıdır. Hastaların çoğunda hastalık hafif seyirlidir ve ek tedavi gerektirmeden iyileşir. Ancak ateş, öksürük, nefes darlığı gibi semptomların varlığında nakil yapılan merkez ile iletişime geçilerek tanı ve tedavi için en yakın sağlık kurumuna başvurulmalıdır.
Sağlık Bakanlığı’nın önerilerine göre; nakil sonrası COVID-19 PCR pozitifliği saptanan hastanın mutlaka hastaneye yatması gerekmemektedir. Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü COVID-19 (SARS-CoV-2 Enfeksiyonu) Erişkin Hasta Tedavisi Rehberinde (20 Aralık 2021, Ankara) solid organ nakli yapılanlarda ağır hastalık gelişme riskinin yüksek olduğu ve bu hastaların evde takiplerinin daha yakından yapılması ve nefes darlığı gelişmesi, ateşin düşmemesi gibi durumlarda mutlaka hastaneye başvurması gerektiği bildirilmektedir. Solid Organ Nakli yapılmış COVID-19 pozitif hastalar için genel popülasyondan farklı bir yaklaşım önerilmemektedir. Bakanlığın 12 Şubat 2022 tarihli yenilen kılavuzunda COVID-19 tanısı PCR ile doğrulanmış, hafif-orta seyirli, semptomlarının ilk 5 gününde olan ve ağır COVID-19’a ilerleme açısından yüksek riskli olan erişkin (≥18 yaş) solid organ nakli hastalarında, aşılama durumuna bakılmaksızın Molnupiravir kullanılması önerilmektedir. Molnupiravir’in kullanım dozu ve süresi, 2x800mg/gün olacak şekilde toplam 5 gündür.
Nakil alıcılarında ciddi COVID-19 gelişme riski yüksektir. Nakil alıcılarında COVID-19 tedavi yaklaşımı genel popülasyondan farklı değildir. Bu nedenle klinisyenler nakil alıcılarında COVID-19 tedavi ederken, nakil yapılmayan hastalardaki COVID-19 tanı ve tedavi rehberlerini izlemelidir. Nakil merkezlerinde COVID-19’u tedavi etmek için farklı immunsupresif tedavi uygulamaları ve farklı araştırma protokollerini kapsayan hastalık yönetim stratejileri izlenmektedir. Virusun kendisi akut rejeksiyon riskini arttırmaktadır ancak rejeksiyon biyopsi ile doğrulanmalıdır. COVID-19 sürecinde allograft reddini önlemek için immunsupresif ajanların eş zamanlı kullanımının tedavi sonuçlarını etkileyip etkilemediği bilinmemektedir.
Karaciğer nakli özelinde; farklı derneklerin [Amerikan Association For the Study of Liver Transplantation (AASLD), The European Association For the Study of Liver Transplantation (EASL) ve Asian Pasific Association For the Study of Liver Transplantation(APASL)] ortak görüşü olarak nakil sonrası COVID-19 pozitifliği saptandığında ve/veya ateş, lenfopeni ve pnömoni gelişen hastalarda özellikle antimetabolit tedavinin azaltılabileceği bildirilmektedir.
Böbrek nakli özelinde; ciddi semptomatik olgularda tüm immunsupresif ilaçların kesilmesi, kortikosteroid ve remdesivir kullanımı önerilirken, asemptomatik olgularda antimetabolitlerde doz azaltılmasını, hafif ve orta derece semptomatik hastalarda ise antimetabolitlerin kesilmesi ve duruma göre kortikosteroid kullanımını öneren görüşler mevcuttur. Farklı derneklerin hasta izleminde küçük nüanslar olmakla birlikte ortak görüş immunsupresif tedavinin hasta bazında gözden geçirilmesidir.
NİÇG olarak bizim de önerimiz immünosüpresif tedavi yönetiminin hasta bazında olmasıdır.