Maalesef herşey insanın kendini kandirmasi motivasyonuyla açıklanamaz. Sen hiç başka insanlara yaptığın iyilik yardim nedeniyle kendine iyilik ettiğin bir yaşamda olduğunu düşündün mü. Başka insanlara yardım etmek senin bunyene iyi gelir. Çünkü bu durumda sana yansıyan pozitiflik senin için de faydalıdır. Başkasına yaptığı iyiliğin sana yansımasını beynimizdeki ayna nöronlar sağlar. Yani genler bencildir ama 'sen' görünen o ki ayna nöronlar ve bilincin nedeniyle bencil değilsin. Çünkü sen karşındakinin acısını sevincini hissedecek şekilde var oldun. Bu nedenle bencil olmana aslında bizzat beynin engel. İnsanların bir çoğu bu nedenle bir uçaktan füze fırlatmak için bir tuşa kolayca basar ama bir insanı yaklaşan bir trenin önüne itemez. Bunu sağlayan şey empatik beyindir. Yani senin toplum vs ile aldığın ahlak anlayışı değil bizzat senin beynindeki biyolojik yapıdır bunu sağlayan. Bu nedenle aslında Ayna nöronlar sayesinde ahlaki degerlerin bile biyolojik kökeni olduğunu anlıyoruz. Özellikle empati açısından. Yani sana yapılmasını istemediğini başkasına yapma durumunu bize biyolojimiz sağlıyor aslında ama insanların çoğu bu gerçeğin farkında olmadan ahlaki bu gibi değerlerin tamamen insan icadı (mit) olduğunu ve toplum yolu ile geçtiğini düşünüyor. Oysa iş sanıldığı kadar basit değil ve sanıldığı gibi de değil. Ayrıca insan bilinci metafizik yapıda olarak evrendeki fiziğin üstündedir. Yani onu aşabiliyor hayal gücümüz. Aksi halde hiç bir şekilde metafizik düşünceler taşımaz, bütün gördüğümüz ve öğrendiğimiz şeylerin içine hapsolmuş şekilde düşünür, daha doğrusu düşünmek zorunda kalır ve öylece de yaşayıp gidebilirdik. Hayal gücümüz metafizik düşünebilmemize imkan taşıyacak kapasitede. İnsanların metafizik düşüncelerinin esas kökenindeki şey özünde budur. Yoksa bu evrende gördüklerimiz ve öğrendiklerimiz dışında hiç birşeyi hayal edemez ve bunlara bağlı kalabilirdik. Bazı kişiler zihnimizin özelliklerini tanımadan onun özelliklerini göz ardı ederek çok kolaycı açıklamalar yapabiliyorlar ve bu sırada asıl o şeye neden olan şeyi atlıyorlar. Metafizik düşüncelerinin içeriklerinin doğru veya yanlış olduğuna girmeden düşünürsek bu insandaki yapıyı görürüz ve bu yapı olmasa bu metafizik düşüncelerin de zaten hiç var olmayacağını anlarız. Bu şekilde asıl nedeni önce görmüş oluruz. Sonrasında ise insanlar korkularindan veya başka sebeplerden fiziği aşan metafizik zihinleri ile farklı düşünceler fikirler üretebilirler kurgulayabilirler ama bu ayrı konu. Ancak Dediğim gibi bunları üretebiliyor olmak işin kökenindeki asıl nedendir. Aksi halde bunlar hiç düşünülemeye de bilirdi. Dolayısıyla bir şeye kutsallık atfetmekte de aslında metafizik düsünebilmek devredir. Çünkü fizikle bağlı kalmayan zihin nedeniyle bunlar olur veya üretilmiştir. Kutsallık atfetme meyilinde ise çok farklı sebepler etkili olabilir. Ancak genel olarak insanda fantastik fikir ve düşüncelere bir eğilim olduğunu görüyoruz. Bunlar insana keyif bile verebiliyor. Örneğin fantastik öğeler içeren filmler hayal gücümüz için bize daha çok haz verebiliyor. İnsanın kendi hayal gücü geliştikçe bunlardan daha fazla keyif alabildigi konusunda da bir bağlantı kurulabilir. Çünkü gerçeği veya nesnellige dair düşüncelerimizde bile aslında bir çok durumda hayal kuruyoruz ve bunun ayrı bir keyifi ve hazzı olduğunu deneyimliyoruz.