Eğer kısır biri çocuk sahibi olmak istiyorsa, kısırlığı onun yaşam standardını düşürdüğü için hastalık olarak görülür. Ancak eğer kişi çocuk yapmak istemiyorsa, kısırlığının farkına bile varmadan yaşamını sürdürür ve "hasta" olarak görülmez. Yani "hastalık" tanımı sadece fonksiyon eksikliği veya fonksiyonel/biçimsel varyantlarla tanımlanamaz, yoksa herkes bir şeyler açısından "hasta" olurdu.
Eşcinsellerin cinsel yönelimleri neredeyse hiçbir zaman onların yaşam standardını düşürmüyor. Bir çocuk sahibi olmak isterlerse, modern tıp çerçevesinde yöntemler var (vekil annelik veya IVF gibi - hatta biseksüellik gibi durumlarda direkt kendi yavrularını yapma konusunda bir engel bulunmuyor). Bu konudan kaynaklı psikolojik bir sorun yaşanırsa da psikolojik yardım alınıyor.
Yani kısır biri istese bile çocuk yapamıyor, eşcinsel biri ise zaten ya istemiyor ya da var olan yöntemlerle çocuk sahibi olabiliyor. Mesela 2019 yılında ABD'de kendini eşcinsel olarak tanımlayan kişilerin %29'u çocuk sahibiydi. Bu hiç de düşük bir yüzde sayılmaz (2010'da aynı oran sadece %19 idi).
Ve bu bir sorun olsaydı bile eşcinsellik zaten tedavi edilebilir bir şey de değil, ne yapacaksınız, diğer cinsi sevmeye ikna mı edeceksiniz? Bugüne kadar hormon tedavisi, şok terapisi, psikoterapi, telkin gibi onlarca yol denendi, istisnasız hepsi facia ile sonuçlandı. Sırf bu nedenle Alan Turing gibi belki 1000 yılda 1 gelecek bir dehayı kaybettik. Eşcinselliğe yönelik bu antik ve bayağı fikirlerden kurtulmamız lazım artık.
Eşcinselliğin "hastalık" olarak görülmesi için tanımsal veya biyolojik herhangi bir neden bulunmuyor. Türün tamamı eşcinsel olsa belki üreme sorunları falan ön plana çıkarılırdı, ama görece ufak bir yüzdede görülen bu özellik sıradan bir varyanttan fazlası değil. Yaşam standardını da (toplum zorbalık yapmayı bırakırsa) düşüren bir özellik değil.