Bu süre, ormanın türüne bağlıdır ve kesin bir şey söylemek zordur. Ancak Türkiye'deki Akdeniz Ormanları'nın büyük bir kısmını oluşturan kızılçam (Pinus brutia) türü için bu sıklık ortalamada 40-50 yıl kadardır. Bu türün toplam ömrü zaten 100-150 yıl kadardır ve bu süreyi doldurduktan sonra ağaçlar ölür, tamamen kurur ve yangın ihtimalini daha da artırır.
Yangına bağımlı ekosistemlerde yangın sıklığı, o ekosistemde baskın olan türlerin üreme çağına erişmesinden daha sık yaşanacak olursa, ormanın toparlanması için yeterli süre tanınmamış olur. Genellikle yakın geçmişte yanmış ve henüz toparlanmamış bir ormanın tekrar yanma ihtimali oldukça düşüktür (çünkü kuru dallar gibi yakıtlar yeterli miktarda birikmemiş olacaktır). Örneğin 2-3 yaşında biyolojik bağımsızlığa erişen kızılçam ormanları için yangın sıklığı bunun altına inecek olursa (yani bir kızılçam ormanında aynı meşcere 1-2 yılda bir yanacak olursa), o bölgenin toparlanması mümkün olmayabilir. Ancak aynı yer 5-6 yılda bir bile yansa, orman muhtemelen sorunsuz bir şekilde toparlanabilecektir.
Öte yandan yangına bağımlı veya toleranslı olmayan ormanlarda yangınlar ne kadar seyrek çıkarsa, o kadar iyidir çünkü bu ormanlar genellikle zaten yangına elverişli olmayan bölgelerde yaşarlar. Örneğin Amazon Yağmur Ormanları veya Doğu Karadeniz Ormanları asırlar boyu yanmadan da yaşamlarına devam edebilirler.