Hem evet, hem hayır.
Evrim sürecinin taa başına kadar gitmeyi denerseniz tek hücreli canlılara ulaşırsınız. Buna göre bir noktada hayvan denen, çok hücreli karmaşık yapılar ortaya çıkmıştır. Ama bu sınır, bir çizgi gibi değildir. Tek bir anda hayvanlar ortaya çıkmamıştır. Çok hücreli yapıların ortaya çıkışı da karmaşık ve uzun bir süreçtir, geçişlidir. Ama bugün için, o sınırın aşıldığı kabul edilirse tüm canlılar, birbirine birçok açıdan benzeyen başka canlılardan evrimleşmiştir. Tüm canlılar evrimsel baskılar altına kalmış, doğal seçilim sonucu hayatta kalma yeterliliğinde olan bireylerin varlığını sürdürmesi sonucu değişime uğramışlardır.
Unutulmamalıdır ki evrim hep geçişli ve dallanan biçimde süregider. Ve biz insanlar da belirli dalların oluşturduğu bölgelere, hayvanlar, bitkiler, eklembacaklılar, kuşlar gibi isimlendirmeleri uygun görüyoruz. Yarasa memelidir ama uçar. Kuş memeli değildir ama uçar. İkisinin de uçması, farklı evrimsel kökenlerden gelseler ve benzer evrimsel baskılar altında kaldıklarını gösterir. Yüzmekten tutun da toprağı kazmaya, uzamaya ya da kısalmaya, çok ya da az çocuk doğurmaya, renkten parlaklığa, beslenme alışkanlıklarına tüm vasıflar, evrimsel baskılarla biçimlenir. Genellikle küçük değişimlerle ortaya çıkarlar. Çok hücreli canlılarda evrimsel olarak on bin, yüz bin yıl gibi kısa sürelerde çok büyük değişimler olmaz. Ama 2 milyar yıl gibi uzun sürelerde tek hücreliden çok hücreliye geçiş olanaklıdır.