Milyonlarca yıl boyunca, fotosentez yapan ilk organizmalar olan siyanobakteriler de dahil olmak üzere, her şey denizlerin altında varoldu. Bu bakteriler, o zamanlar yaşamakta olan tüm diğer organizmalar gibi basit tek hücrelilerdi. Onları diğerlerinden ayıran şey ise hücrelerinde bulunan klorofildi. Bu yeşil pigment, ışık enerjisini soğurmak için kullanılıyordu. Eskiden "mavi-yeşil alg" adıyla bilinen bu küçük canlılar, güneş ışığını besine çeviriyor ve atık ürün olarak oksijen salınımı yapıyorlardı. Onlar sayesinde su kısa sürede solunabilir oksijen ile dolacak ve sonraları havaya karışarak, atmosferde birikmeye başlayacaktı.
Erken dönem siyanobakterileri, aynı zamanda Dünya'nın pek çok mikrobiyal ekosisteminin, yani bugün halen stromatolit yatakları biçiminde görebildiklerimizin benzerlerinin belkemiği durumundaydı. Stromatolitler ilk bakışta katmanlı kaya öbekleri gibi görünebilir; fakat aslında siyanobakteriler tarafından yapılandırılmış mikrobiyal örtülerdir. Siyanobakteriler 3,5 milyar yıldan bu yana yaşıyor ve çok sayıda sualtı ortamına yayılmış durumdalar. Çoğu zaman fark edilemeseler de, bazen Batı Avustralya'daki Köpekbalığı Koyu'nda yaptıkları gibi örtüler oluşturuyorlar.
Siyanobakteriler milyarlarca yıl boyunca, sualtındaki kolonilerinde kalarak, baskın fotosentetik yaşam formu oldu. 1,6 milyar yıldan fazla süre önce, ikinci bir fotosentetik organizmalar grubu belirdi: Algler. Algler ökaryottur; yani hücrelerinin içinde "organel" adı verilen özelleşmiş (belirli görevleri olan, işbölümü yapan) yapılar vardır. Kloroplast adı verilen organel, tüm alglerde ve kara bitkilerinde bulunur. Hücrede fotosentezin gerçekleştiği yer bu organeldir. Kara bitkilerinin ilk ataları, yaklaşık 500 milyon yıl önce yeşil alglerden evrilmiştir.
Tüm organizmalar için karada yaşam, yerçekimine karşı sürekli bir mücadele anlamı taşır. Gezegenin kütleçekim kuvveti ile savaşabilmek ve yumuşak içorganlarını koruyabilmek için uygun bir iç yapıya sahip olmak zorundadırlar. Bitkiler söz konusu olduğunda, onları zeminden yukarıda tutacak bir iç destek sistemi gerekmiştir.
Aralarında yosunların ve koyunotunun (kızılyaprağın) da bulunduğu damarsız bitkiler, karaya çıkan ilk bitkilerdendir. Pek bir içsel destek sistemleri olduğu söylenemez ama aynı iş için biraz daha basit bir malzemeye sahiptirler. Bir su kütlesi ile temas etmeden yaşayamazlar ve eğer onları çevreleyen ıslak bir ortam yoksa, kısa sürede kuruyup ölürler. Bu kısıtlamaların anlamı, bitkiler karayı fethetmeye başladıklarında, gezegene yayılamayacakları anlamına gelir.
Yerçekimi ile gerçekten savaşan ilk bitkiler, damarlı bitkiler olmuştur. Bitkinin her yanına suyu ve besini taşımak için özel doku tipleri geliştirmişlerdir. Damarlı bitkilerde, bitki kökünün iç kısmı boyunca su ve besin taşınımı için sırasıyla odun boruları (ksilem) ve soymuk boruları (floem) bulunur. Bu damarsı dokular, bitkinin kuvvetlendirici iç iskeletidir. Bitki bu sayede yerçekimine karşı koyarak göğe doğru büyüyebilir.
Yerçekimi ile gerçekten mücadele eden ilk bitkiler, yaklaşık 433 milyon yıl önce, yani Silüryen Dönem'de ortaya çıkmıştır. O küçük bitkilerin, dallanmış bir kök tarafından birbirlerine bağlı olan spor üretici organları vardı. Yeraltındaki kök benzeri rizoitleri (köksüleri) suyu emiyor ve bitkinin ana gövdesini desteklemek için bir çıpa görevi görüyordu.
Böyle bitkilerden kalma fosillere ilk olarak İngiltere'deki Shropshire'da rastlanmıştır. "Kuksonya" (İng. Cooksonia) adı verilen bu bitkiler, en azından Erken Devonyen Dönem'e dek Dünya florasının önemli bir parçası olmuşlardır. Şu anda onların sadece sporofitleri yani eşeysiz parçaları biliniyor. Günümüzde de yaşayan eğrelti otu ve diğer ilkel bitkiler gibi, bu bitkilerin de patlayarak sporları etrafa saçan spor keseleri vardı.
yazının devamını aşağıya bıraktım :)
Kaynaklar
- bilimfili. Bitki Evrimi. (29 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı
- bilimfili. Bitki Evrimi 2. (29 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı
- bilimfili. Bitki Evrimi3. (29 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı
- bilimfili. Bitki Evrimi 4. (29 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı
- bilimfili. Bitki Evrimi 5. (29 Nisan 2021). Alındığı Tarih: 29 Nisan 2021. Alındığı Yer: | Arşiv Bağlantısı