Nasıl meydana geldiğini bilmiyoruz ve aslında bu da bilimsel bir yorum. Bu durum felsefede aslında bilimle gerçek (fact) arasındaki ayrımı oluşturuyor. Örneğin Newton bu durumu tıpkı mıknatıslarda tecrübe ettiğimiz gibi bir kuvvetle ilişkilendirmişti. Fakat bugün uzay-zaman eğriliği olarak yorumluyoruz. Nasıl öyle olduğunu bilmiyoruz, fakat onu açıklamak için kurduğumuz matematik, bu tür bir metafor oluşturuyor. Elbette bunun ne şekilde olabileceği de düşünülüyor, fakat burada bilimin daha ziyade neyin gerçekleştiğini açıkladığını ama nasılını açıklamadığını anlamak önemli. Çünkü bu noktada ne zaman emin olacağız sorusu ortaya çıkıyor.