İnsan otçul değildir! İnsan etçil de değildir! İnsan, omnivor (hepçil, hem etçil hem otçul) bir türdür. Bu hepçillik çeşitli derecelerde olabilir ve bu bireyden bireye değişebilir. Kimi insan etçil ağırlıklı hepçildir; kimi otçul ağırlıklı hepçildir. Buna tür içi çeşitlilik adı verilir. Spesifik olarak, omnivor diğer hayvanlarda da yaygın olarak görülen bir davranışsal çeşitliliktir. Davranışsal çeşitlilik sadece beslenme konusunda görülmez; bundan çok daha yaygın bir konudur. Beslenme konusunda tamamen otçulluk (vejateryenlik) da ve tamamen etçillik (karnivorluk) de gerekli besinlerin alınması açısından çeşitli riskler doğurur. Bunun sebebi, türümüzün evrimsel geçmişidir ve hepçil olduğu gerçeğidir. Bu yüzden insan bu ikisi arasındaki dengeyi kurabilmelidir.
Vejetaryen/vegan diyeti savunanlar arasından akademik çalışmaları takip edip, bilime hakim olan Vegetarian Biologist veya Vejetaryen Kaynak Grubu gibi çevreler de zaten insanların hepçil olduğunu ve diyet tercihlerinin biyolojik adaptasyonlarla yapılmaması gerektiğini vurgulamaktadır.
İnsanın otçul bir tür olmadığı, etçil bir türde olmadığı, hepçil bir tür olduğu dikkatli incelenecek olursa anlaşılmaktadır. Kaynakçadaki yazıda birçok farklı açıdan kapsamlı bir analiz bulabilirsiniz. Çok uzun olduğu için buraya birkaç küçük alıntı yapacağım:
Köpek dişlerimiz avcılarınki gibi sivridir, molar dişlerimiz ise otçullarınkine benzer bir biçimde yassıdır. Çenenin uzunluğu ile etçillik arasında doğrudan bir ilişki bulunmaz. Atların ve geyiklerin çeneleri de uzundur; ancak etçil değildirler. Benzer şekilde çitaların ve baykuşların çeneleri yok denecek kadar kısadır; ancak etçildirler. İnsan, gündüz yaşayan bir türdür ve av için pençe gibi özellikleri olmasa da beyni vardır.
Otçul olmamız için başta selüloz olmak üzere bitkisel karbonhidratları sindirebilecek adaptasyonlarımız olmalı. Bu adaptasyonların başında çok gözlü mide, gelişmiş ve işlevsel bir apandiks, otlamayı teşvik edecek davranışlarımız, otçulların %90'ı gibi çimen yiyen bir tür isek bu çimenleri ve kısa otları yerden koparmaya yönelik adaptasyonlarımız, vücut kütlemize yakın oranda ot yemeye yönelik adaptasyonlarımız, bitkilerde bulunan zehir ve toksin gibi savunmaları detoksifike edebilecek adaptasyonlarımız (örneğin panzehir etkili tükürük evrimi gibi) bulunmalıdır. İnsanda bunların hiçbiri yoktur. Tam tersine, örneğin türümüzün apandiks gibi diğer otçul ağırlıklı türlerde son derece gelmiş olan bir organ, yok denecek kadar körelmiştir ve günümüzde neredeyse hiçbir işlevi bulunmamaktadır.
Midemizde et içerisindeki bakterileri öldürecek birçok enzim ve bakteri zaten bulunmaktadır. Örneğin Bacteroides cinsi bağırsak bakterilerimiz hayvansal proteinleri sindirmemizde görev almaktadır. Ayrıca ikincil adaptasyonlar olarak midemizin asidik yapısı, yiyeceklerle gelen bakterileri ve virüsleri işlevsiz hale getirmeyi hedefler (elbette sadece et tüketimine yönelik bir adaptasyon değildir; ancak işe yaramaktadır). Üstelik bağırsak enterotiplerimiz beslenme türümüzün ağırlığına göre adapte olabilmektedir (hepçil bir türde görmeyi beklediğimiz gibi).
Kültürümüzden önce biyolojimiz et yiyecek şekilde evrimleşmiştir; daha doğrusu et yememiz evrimimize şekil vermiştir.
Daha fazla argüman ve detaylı analiz için kaynakçadaki makaleye bakabilirsiniz.
Kaynaklar
- Ç. M. Bakırcı, et al. İnsan Türü Otçul Veya Etçil Değildir; Hepçil Bir Türdür!. (26 Nisan 2012). Alındığı Tarih: 19 Nisan 2021. Alındığı Yer: Evrim Ağacı | Arşiv Bağlantısı