Varoluşa ve fizik evrene kendi yüklediğimiz anlam üzerinden bakmayı seviyoruz. Çünkü kendimizi üstün, en akıllı varlıklar olarak görüyoruz. Pek de öyle değil aslında.
Bağırsakta yaşayan bir bakteri için, içinde bulunduğu alan sonsuz bir boşluktur. Onun için 10cm de sonsuz olarak değerlendirilebilir. O da diyebilir ki, ben de belki de çok yüce bir tanrının parçasıyım. Ama bunun cevabını asla anlayamaz. Oluşturduğu bütünü algılama kapasitesinden uzaktır. Biz de uzayı sonsuza yakın bir boşluk olarak algılıyoruz, ancak bütünde ne olduğu ile ilgili bir fikrimiz yok. Varlığımız o kadar anlamsız ufak değersiz ki, neden burada olabileceğimiz konusunda bir çıkarım yapmakta zorlanıyoruz. Bir mitekondri ya da başka organel için de hücre bir evren. O da sadece şartlara uyum sağlayarak yapması gerekeni yapacak algı düzeyinde. Ama bütünde, büyük resimde biyolojik enerji üreteci olarak görev yapıyor. Evrimsel olarak yüksek yapılı canlılığa geçişte en önemli rollerden birine sahip. Ama bunu bilmeye yaklaşamaz bile. Bizler de büyük resmi görmeye uzağız, aslında neyin parçası olduğumuzu bilmiyoruz, kendi gözlemlerimize de (ki evren için bir anlamı neredeyse yok) oldukça güveniyoruz. Biz bütün ışık dalga boyunun 10milyarda birini algılayabilen (geri kalan bütün ışık tayfına körüz), evrenin yüzde 5'inden haberi olabilen (geri kalan kısım klasik gözlemlenebilir madde değil), bir organizmayız.
Varoluşa baktığımızda, yapısal bir örüntü bütünlüğü var ve her zemin, bir üst yapıyı oluşturacak biçimde iç içe geçmiş. Bizlerin de başka bir üst yapıyı oluşturuyor olmamız oldukça muhtemel, aynı bakteri gibi bunu imkansız görüyor olabiliriz. Bizim tanrı tanımımızdaki sorunlar nedeniyle bir noktada bakteri algısının yanında bizim algı seviyemiz tamrısal denilebilir. Ama biz tamrı değiliz. Belki de bizim parçası olduğumuz bütün bize göre tamrı, ama aslında kendi algı düzeyinde o da başka bir bütünü oluşturuyor ve bizden ultra üstün olmasına rağmen o da tamrı değil. O da kendi üst bütünlüğünü tamrı zannediyor.
Böyle konularda kesin, net, mutlak konuşmak hata olur. Kesinlikle öyle değildir, kesinlikle öyledir gibi yargılar la bakan bir zihniyet zaten ilgilenmemeli böyle konularla. Biz sadece üzerine düşünebilir, elimizdeki veriler üzerinden öngörüde bulunabiliriz. Bulunmalıyız da ama arka planda biliyoruz ki net sonuca gitmek çok çok zor.