Ölen Bir Beyni Geri Getirmek İster Miydiniz?
Ölmüş olan bir beyni yeniden canlandırmanın mümkün olup olmadığını öğrenmek için gerçekleştirilecek deneye izin çıktı. Reanima Advanced Biosciences’ın amacı, kök hücreler, peptitler ve sinir hücrelerinin uyarılması ile ölmüş olan beyni diriltmek. Proje, hayalperest bilim insanları tarafından yoğun ilgi görüyor. Peki, gerçekten yapmalı mıyız?
Öncelikle, beyin eğer geri çevrilebilir bir durumdaysa klinik olarak bu beyine “ölü” diyemeyiz. Yani bahsedilecek olan beyin ölümü, kullanılacak teknolojiye bağlı. Ölümün en büyük iki belirtisi, nefesin kesilmesi ve kalbin durmasıdır. Nefes kesilmesine karşı bir çare bulunmakta. Bazı hastalar düşük vücut sıcaklığa maruz kalabiliyor veya oksijen eksikliği ile mücadele etmek zorunda kalabiliyor. Bu durumlarda, hastanelerde bulunan aletler eşliğinde bu kişiler tekrar solumaya başlayabiliyorlar. Peki kalp? Ölü bir kalbe sahipseniz dahi, ameliyat masası sizi bekliyor olacak.
Sakın yanlış anlamayın, ölen birisini diriltilemeyeceğini asla iddia etmiyoruz. Sadece günümüz teknolojisi buna imkan vermeyebilir ancak gelecekte, elbette bazı adımlar doğru atılacaktır. Eğer Renima’nın projesi de başarılı olursa, “ölüm” olarak tanımladığımız duruma sahip hastaları tekrar hayata geri getirmek (ya da ölmelerini engellemek) mümkün olabilir. Bir diğer açı ise, bu projenin geleceğe şekil verme potansiyeline sahip olması.
Bu arada, bu kimin beyni?
Olayın bir de “etik” boyutu var. Eğer başarılı olunursa, ölümü engellemeye kim karar verecek? Kişisel kimlik, bir tür devamlılıktır. Birisi ölümden kurtulduğunda onun fiziksel olarak devamlılığından bahsederiz genelde. Ancak ortada bir de psikolojik devamlılık var. Felsefi açıdan düşündüğümüzde, metafiziği işin içine kattığımızda ve oluşabilecek beyin hasarlarını da göz önüne aldığımızda, ortaya çıkacak kişinin “yeni” bir kişi olup olmadığı tartışma konusu.
Eğer beyinde hasar oluşmamışsa, ve kişi tamamen aynı psikolojik devamlılıkla tekrar hayatına başlarsa tüm bu sorular anlamsız kalacak çünkü bu müdahalenin yararlı olduğu ortada. Peki bu mümkün mü?
Biyolojik olarak, imkansız değil ama, zor. Hafıza, kişilik ve beyin fonksiyonları kaybedilebilir, yeni üretilen doku ile değişebilir. Böyle olunca da ölüme olan bakışımız da tamamen değişmek zorunda. Yeni kişi eğer psikolojik devamlılığını sağlamıyorsa, o artık önceki hayatındaki kişi değildir, fiziksel olarak yaşıyor olsa da.
Böyle bir durumla karşılaşılsa da bu tarz bir tedavi mantıklı mı? Eğer hayatı sadece üreme amaçlı düşünmezsek, bu herkes için “sağlığını geri kazanmak” anlamına gelmeyecek. Eğer gerçekten fiziksel olarak birilerini yaşatmak istiyorsak, organ nakli de güzel bir seçenek.
Yeni Bir Umut
Deney, denemeye değer mi? Yine, hangi açıdan baktığımıza göre değişir. Belki de hiçbir zaman ölen geri gelmeyecek ama bilimsel açıdan baktığımızda, sinir hücrelerinin yeniden nasıl oluşturulabileceğini öğrenmek, yeni araştırmalara kapı açacak.
İçeriklerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu içeriğimizle ilgili bir sorunuz mu var? Buraya tıklayarak sorabilirsiniz.
Soru & Cevap Platformuna Git- 6
- 4
- 2
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- Çeviri Kaynağı: The Conversation | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 19/11/2024 15:38:51 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/4403
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.
This work is an exact translation of the article originally published in The Conversation. Evrim Ağacı is a popular science organization which seeks to increase scientific awareness and knowledge in Turkey, and this translation is a part of those efforts. If you are the author/owner of this article and if you choose it to be taken down, please contact us and we will immediately remove your content. Thank you for your cooperation and understanding.