Tahtakuruları Şehirlere Dadanan İlk Haşereler Olabilir!

- Basın Bildirisi
- Entomoloji
- Bilim Haberciliği
Fareler kanalizasyonlarda dolaşmaya, hamamböcekleri mutfak köşelerinde saklanmaya başlamadan çok önce, istenmeyen başka bir misafir erken medeniyetleri rahatsız ediyordu. Biology Letters dergisinde yayımlanan yeni bir genetik çalışması, otel odalarınıza musallat olan ve kanla beslenen tahtakurularının şehirlerde dolaşan ilk haşereler olduğunu gösteriyor.[1] Ekip, tahtakurularının on binlerce yıldır insanları rahatsız eden tehdit olduğunu öne sürüyor. Araştırmada yer almayan Dresden Teknoloji Üniversitesi'nden evrimsel biyolog Klaus Reinhardt, çalışma hakkında şunları söylüyor:
Bu gerçekten inanılmaz. Bence hipotez oldukça sağlam.
Yine de bazı araştırmacılar, tahtakurularının bu unvanı gerçekten hak edip etmediği konusunda kararsız olduklarını söylüyor. Pek çok tahtakurusu türü hayatta kalmak için insanlara ve kana ihtiyaç duyar. Ancak bilim insanları, çok uzun zaman önce tahtakurularının tercih ettiği asıl avların sadece yarasalar olduğunu düşünüyor. Genetik kanıtlar, yaklaşık 245.000 yıl önce bazı tahtakurularının ilk insanlara geçtiğini gösteriyor.
Bu ayrışma, genetik olarak iki farklı tahtakurusu soyunun oluşmasına yol açtı. Bir soy, yarasalarla beslenmeye devam ettiği için yaşam alanı günümüzde büyük ölçüde Avrupa ve Orta Doğu'daki mağaralar gibi doğal yaşam alanları ile sınırlı kalıyor. Diğeri ise insanları modern dünyaya kadar takip edip insanlarla birlikte evlere kadar girmeyi başardı. Bu ayrışmanın tam olarak nasıl yaşandığı uzun süredir bir gizemini koruyordu. İşte bu yüzden Virginia Teknoloji Enstitüsü'nden evrimsel biyolog Warren Booth ve ekibi, yaygın bir tahtakurusu türü olan Cimex lectularius'un genomunu detaylı şekilde inceledi.
Booth ve ekibi, Çek Cumhuriyeti'nde yaşayan 10'u yarasalarla beslenen, 9'u ise sadece insan kanı ile beslenen iki farklı tahtakurusu grubundan toplam 19 böceğin tüm genetik yapısını analiz etti. İki gruptaki DNA değişikliklerini karşılaştırıp, bu sonuçlara ulaşmak için gereken nüfus sayılarını hesaplayan ekip, tahtakurularının nufüslarının on binlerce yıl boyunca nasıl değiştiğini tahmin etti. Araştırmacıların elde ettikleri sonuçlar, yarasalarla beslenen grubun nufüsunun 60.000 yıldan uzun süredir yavaş yavaş azaldığını, insanlarla beslenen grupun ise yaklaşık 60.000 yıl önce azalmaya başladığını ancak 13.000 yıl önce ve 7.000 yıl önce hızla arttığını gösteriyor.
Booth ve ekibi, soğuyan iklim olaylarının tahtakurularının ilk düşüşünü teşvik ettiğini, ancak daha sonra insanlar göçebe yaşam tarzından yerleşik yaşam tarzına geçmeye başladıkça, böceklerin nüfus sayılarının arttığını ve onların da daha rahat kazılardan yararlandığını varsayıyor. Yaklaşık 7000 yıl önce, günümüz Irak'ındaki Sümer ve günümüz Moldova ve Ukrayna'sındaki Cucuteni-Trypillia gibi büyük şehir kültürleri oluşmaya başladığında bir artış daha yaşadılar.
Booth ve ekibi, iklimdeki soğuma olaylarının tahtakurularının ilk düşüşünü tetiklediğini, ancak daha sonra insanlar göçebe yaşam tarzından yerleşik yaşama geçtikçe, böceklerin nüfus sayısının da daha rahat yaşam alanlarından faydalanarak arttığını öne sürüyor. Diğer artış ise yaklaşık 7.000 yıl önce, Irak sınırlarındaki Sümer ve Moldova ve Ukrayna sınırlarındaki Cucuteni-Trypillia gibi büyük şehir toplulukları oluşmaya başladığında yaşandı.
Araştırmacılar, bu zaman çizelgesine dayanarak tahtakurularını sadece insanlara bağımlı yaşayan "ilk kentsel haşere" unvanı için güçlü bir aday haline getirdiğini iddia ediyor. Örneğin Alman hamam böceği (Blattella germanica) yalnızca 2.000 yıl önce insanlarla yakın ilişkiler kurmaya başlarken ev sıçanı (Rattus rattus) ise yaklaşık 5.000 yıl önce bu yolu seçmişti. Oysa tahtakuruları, depoladığımız yiyeceklerle ziyafet çeken ve rahat evlerimizin tadını çıkaran daha yeni haşerelerin aksine henüz daha yeni yeni yerleşik hayata geçtiğinden beri insanların peşindeydi.
Çalışmaya katılmayan Malezya Bilim Üniversitesi'nden entomolog Veera Singham, tahtakurularının gerçekten ilk şehir haşeresi olup olmadığı konusunda bazı şüpheleri olduğunu belirtiyor. Bu unvanı tahtakurularına vermeden önce, bit ve pire gibi diğer insanla ilişkili böcekler üzerinde de benzer analizler görmek istediğini söylüyor. Tüm şüphelerine rağmen sözünü şöyle bitiriyor:
Hipotezin çok ikna edici olduğunu düşünüyorum. Tahtakurularının Kesinlikle en eski şehir haşerelerinden biri olduğuna katılıyorum.
Kuzey Carolina Eyalet Üniversitesi'nde entomolog olan Coby Schal ise sadece derimizde yaşayabilen folikül akarlarının da en eski şehir haşeresi unvanı için güçlü bir rakip olduğunu ancak kimsenin minik örümcekler üzerinde benzer bir çalışma yapmadığını belirtiyor. Schal, şöyle anlatıyor:
Kelimelere fazla takıyorum belki ama ben genel olarak tahtakurularının insan yapımı yapılarla ilişkilendirilen ilk iyi belgelenmiş haşere olduğu konusunda hemfikirim. Bu çok sağlam bir çalışma.
Singham, araştırmanın insanların şehir ortamındaki böceklerin evrimini nasıl şekillendirdiğini gösterdiğini vurguluyor. Yarasayla beslenen kuzenlerine kıyasla insanla beslenen tahtakuruları daha küçük, daha az tüylü oluyorlar ve daha uzun uzuvları bulunuyor. Bu özellikler, pürüzsüz duvarlarda ve sentetik yatak örtülerinde hareket etmelerine yardımcı oluyor. Günümüzdeki tahtakuruları ayrıca böcek ilaçlarına karşı direnç geliştiren birçok mutasyon da taşıyor.
Bu haşerelerin bizimle birlikte nasıl değiştiğini anlamak, özellikle şehirler büyümeye devam ederken ve tahtakuruları artık yetiştirdiğimiz tavuklarla bile besleniyorken durumu kontrol altına daha kolay almamızı sağlayabilir. Araştırmacılar, bazı insanların tahtakurusu ısırıklarına neden alerjik tepkiler verdiğini anlamamız için daha çok çalışma yapılması gerektiğini de vurguluyor. Bunlar, bağışıklık sistemimizin evrimini çözmemize de katkı sağlayabilir. Booth ve ekibi, bu gizemleri müzelerdeki yüz yıllık tahtakurusu örneklerini inceleyerek böceklerin genetik yapısının ve nufüslarının bizimle birlikte nasıl değiştiğini araştırıyor. Booth, sözlerini şöyle bitiriyor:
İster kabul edelim ister etmeyelim, onlarla oldukça yakın bir ilişkimiz var. Bu ilişki de bu kolay kolay bitecek gibi görünmüyor.
Evrim Ağacı'nda tek bir hedefimiz var: Bilimsel gerçekleri en doğru, tarafsız ve kolay anlaşılır şekilde Türkiye'ye ulaştırmak. Ancak tahmin edebileceğiniz gibi Türkiye'de bilim anlatmak hiç kolay bir iş değil; hele ki bir yandan ekonomik bir hayatta kalma mücadelesi verirken...
O nedenle sizin desteklerinize ihtiyacımız var. Eğer yazılarımızı okuyanların %1'i bize bütçesinin elverdiği kadar destek olmayı seçseydi, bir daha tek bir reklam göstermeden Evrim Ağacı'nın bütün bilim iletişimi faaliyetlerini sürdürebilirdik. Bir düşünün: sadece %1'i...
O %1'i inşa etmemize yardım eder misiniz? Evrim Ağacı Premium üyesi olarak, ekibimizin size ve Türkiye'ye bilimi daha etkili ve profesyonel bir şekilde ulaştırmamızı mümkün kılmış olacaksınız. Ayrıca size olan minnetimizin bir ifadesi olarak, çok sayıda ayrıcalığa erişim sağlayacaksınız.
Makalelerimizin bilimsel gerçekleri doğru bir şekilde yansıtması için en üst düzey çabayı gösteriyoruz. Gözünüze doğru gelmeyen bir şey varsa, mümkünse güvenilir kaynaklarınızla birlikte bize ulaşın!
Bu makalemizle ilgili merak ettiğin bir şey mi var? Buraya tıklayarak sorabilirsin.
Soru & Cevap Platformuna Git- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
- ^ L. S. Miles, et al. (2025). Were Bed Bugs The First Urban Pest Insect? Genome-Wide Patterns Of Bed Bug Demography Mirror Global Human Expansion. The Royal Society. doi: 10.1098/rsbl.2025.0061. | Arşiv Bağlantısı
Evrim Ağacı'na her ay sadece 1 kahve ısmarlayarak destek olmak ister misiniz?
Şu iki siteden birini kullanarak şimdi destek olabilirsiniz:
kreosus.com/evrimagaci | patreon.com/evrimagaci
Çıktı Bilgisi: Bu sayfa, Evrim Ağacı yazdırma aracı kullanılarak 05/06/2025 22:01:27 tarihinde oluşturulmuştur. Evrim Ağacı'ndaki içeriklerin tamamı, birden fazla editör tarafından, durmaksızın elden geçirilmekte, güncellenmekte ve geliştirilmektedir. Dolayısıyla bu çıktının alındığı tarihten sonra yapılan güncellemeleri görmek ve bu içeriğin en güncel halini okumak için lütfen şu adrese gidiniz: https://evrimagaci.org/s/20755
İçerik Kullanım İzinleri: Evrim Ağacı'ndaki yazılı içerikler orijinallerine hiçbir şekilde dokunulmadığı müddetçe izin alınmaksızın paylaşılabilir, kopyalanabilir, yapıştırılabilir, çoğaltılabilir, basılabilir, dağıtılabilir, yayılabilir, alıntılanabilir. Ancak bu içeriklerin hiçbiri izin alınmaksızın değiştirilemez ve değiştirilmiş halleri Evrim Ağacı'na aitmiş gibi sunulamaz. Benzer şekilde, içeriklerin hiçbiri, söz konusu içeriğin açıkça belirtilmiş yazarlarından ve Evrim Ağacı'ndan başkasına aitmiş gibi sunulamaz. Bu sayfa izin alınmaksızın düzenlenemez, Evrim Ağacı logosu, yazar/editör bilgileri ve içeriğin diğer kısımları izin alınmaksızın değiştirilemez veya kaldırılamaz.