Yer Çekimi Değil Kütle Çekimi!
Yer çekiminin çekirdek ile “doğrudan” bir ilişkisi yok. Yer çekimi, uzay-zamanda yer alan bir cismin kütlesi oranında bu uzay-zaman dokusunu bükmesinin oransal-sayısal karşılığıdır ve şimdilik…
Aslında ifadenin kendisi de hatalı. Aslı kütle çekimidir ve uzay-zaman dokusunun tüm maddi evrenin arenası var sayımı üzerinden, bu arena üzerinde konumlanan maddenin, kütlesi oranında uzay-zamanı bükebilme yetisinin adıdır kütle çekimi…
Dolayısı ile yer kürenin çekirdeğini patlattığımızda doğrudan değil fakat dolaylı olarak elbette (yer) kütle çekimine etki ederiz. Hatta yerküreyi yok etme ihtimalimiz doğrultusunda bunu minimize bile edebiliriz fakat dolaylı olarak, doğrudan değil…
Sonuç mu: Puff…Ve elveda Gaia (Yeryüzünün ruhu ve doğa anası).
Yer çekimi neden var? Aslında yok, kütle çekimi var. Evrenin yasaları buna cevaz veriyor da ondan. Ve evren diyor ki; Benim uzay-zaman dokumun bir esnekliği var. Her kütleli varlığın (maddenin) etkisine açık ve kütlesi oranında şekil verdiği bir doku bu.
Ben, kendinden menkul salt bir üst ben değilim. İçerdiklerimin ta kendisiyim ve içerdiklerim ile kesintisiz ve karşılıklı etkileşimin bir çıktısıyım. Bana içkin her şey bana etki ettiği gibi bana içkin her şeye de etki edenim. Beni aşkın olana yönelik henüz hükmüm yok…Şimdilik…
Bilimin, bildiğimiz kadarı ile yalancısıyız. Sevgiyle…