İnsanlar bunu düşünerek hata yapıyor benim açımdan çünkü insanlar halen gelişmemiş canlılardır, kendilerince geliştiklerini zannetseler de uzay için fazla cahiliz. Henüz karadeliklerin içinde neler olup bittiğini bilmeyen insanlar, zeki canlı türlerini araştırmak istiyor! Bu rotasını bilmediğin bir noktaya doğru yola çıkmak gibidir, zeki yaşamın olup olmadığını bilemden zeki yaşam aramakta fazla cahilliğin göstergesidir. Öncelikle elimizdeki somut şeylere odaklanmamız lazım aradığımız şey aslında gözlerimizin önünde olabilir. soruyorum, biz mi bu evreni bulduk yoksa bu evren mi bizi buldu? uzay sürekli genişleyen bir madde ise içerisine dışardan aldığı şeyler de olmalı, yada tam tersine genişlediği zaman önündeki maddeleri iten bir şey olmalı. biz içeri girmiş te olabiliriz yada içerisinde olduğumuzu sandığımız uzay bizi aslında dışarı doğru iten uzay da olabilir. Uzayın akılalmaz karmaşıklığı insanlara bazı şeyleri araştırmamasını söyler mesela zeki canlı türlerini aramak gibi çünkü dışarı doğru itilme olasılığımız varsa itildiğimiz alanda yine kendimizi buluruz, nasıl olur dersen benim teorimi anlatayım sana.
Uzay kendini sürekli kodlayan bir yapıdır, ileriye doğru genişlemeden önce ileriyi yaratmak(kodlamak) zorunda kalır bu da genişlemesine neden olur. peki kendini nasıl kodlar? Uzayın kütlesinin sürekli değişmesinin nedeni genişlediği alanda alışveriş yapmasından kaynaklanır. Uzay dış alandan aldığını iç alandan geri atar, belli bir alana doğru genişlemediği için iç alandan atılmadan dış alandan geri alır. Buda demek oluyor ki uzay aslında genişlemez, kendi içerisinde büyür. Zaman uzayda farklı ilerlediği için ne zaman atıldı ne zaman alındı kavramı belirsizdir buda tekrar uzayın kendi içerisinde büyüdüğünü gösterir, bomboş bir oda düşünün içerisinde bir sandalye olsun siz sandalyeyi her dışarı fırlattığınızda hiçbir şey olmamış gibi tekrar yerinde beliriyor bu çok hızlı gerçekleştiği için aynı maddeden birden fazla oluşmuş oluyor. Bir telin ucunu yandırıp hızlı bir şekilde dönderdiğiniz zaman adeta bir yuvarlak çizer, bu da onun gibidir. Yani ne kadar ararsak arayalım uzayda hep kendimiz ile karşılaşırız