Sorunuzu şöyle soralım. Bir makinenin haz alması sağlanabilir?
Ama bu daha önemli bir başka soruyu doğurur; Haz nedir?
Hazın bir bilinç deneyimi olduğunu biliyoruz.
Ve beynimizin her şeye dair kendi içinde ödül yolu oluşturup, her şeyden haz almamızı sağlayabilecek plastisiteye (imgesel esnekliğe) sahip olduğunu da biliyoruz.
O halde haz temel bir girdi benliklerimizde.
Ancak hala derinde tam bir tanıma ulaşamadık.
Haz beyinlerimizi 'okşayan' bir şey.
Hazların 'bilinçsel bir tadı' var anlaşılan.
Bu bir 'koku'.
Ama bu 'koku' imgesel ve hayali bir koku olarak görünmekte. Bizler de bu hayali tadları almaktayız.
Hayallerimizin imgesel kokuları var.
Ayrıca görüldüğü üzere benlik deneyimlerimizle ilgili en temel ve çok iyi bildiğimizi sandığımız şeyleri bile gerçekte tanımlayamıyoruz. Hazzı yaşıyoruz ama tanımlayamıyoruz. Tüm evrenin sırrı da burada.
Yaşadığımız herşey gerçekte derinine inersek tanımlanamazlık içinde ve tanımlama yapmak gerçeklik açısından zorunlu değil. Aynı gerekçelerle tanımlama referanslarına ve ölçeklerine dayanan tutarlılık arayışı da gerçeklik açısından zorunlu değil. Yani sonuç olarak Ne kadar açıklanamaz olursa olsun 'Var olan' vardır.