Ödüllü Soru Uzay diyince aklınıza nasıl bir yer(mekan) Canlanıyor?

Uzay diyince akılma sonsuzluk, keşfedilmemiş gizemler ve büyüleyici bir boşluk geliyor.

Uzay denilince hemen herkes gibi benimde aklıma direk adeta uçsuz bucaksız sonsuz bir boşlukmuş gibi geliyor. Yıldızlar, galaksiler, gezegenler, toz bulutları, müthiş nebulalar ve karanlık madde gibi...

Gözle görülebilen evrenin ötesinde ne var sorusu hep aklımı kurcalar hayali ile yaşar dururum. Tıpkı insanoğlunu yüzyıllardır düşündürdüğü gibi. İlk yapacağım o sınırın ötesine geçip acaba başka evrenlerde olabilir mi diye bakmak isterdim.😄

Sonra bir asteroidin üstünde uzanıp o sonsuz güzelliği seyreder ve dalıp giderdim...

Uzay diyince benim aklıma direkt boşluk geliyor. Uçsuz bucaksız bir uzayda keşfedilmeyi bekleyen sayısız yeni gezegenler, yıldızlar, galaksiler, yaşayabileceğimiz yeni dünyalar ya da belki bizden başka canlılar var. Hepsi orada bizi bekliyor ama onları keşfeden biz sapiensler olur muyuz bilmiyorum(ben sanmıyorum).

Aslında uzaya olan ilgimizi kaybetmezsek ve daha da çok arttırıp uzay hakkında daha da çok araştırma yaparsak, bence uzayı keşfettikçe bir nebze de olsa dinlerimiz, düşüncelerimiz ve evrene olan bakış açımız değişir.

Eğer uzaya gitme fırsatım olsaydı hani var ya COSMOS belgeselinde ki gibi bi uzay aracı ben onun gibi bir araçla sürekli gezmek isterdim. Mesela ben patlayan bir yıldıza yakından şahit olmak, yeni doğan bir yıldız sisteminin evrimini izlemek, bizimkine benzer dünyaların oluşumunu izlemek, Güneş'in yanına gitmek, bir kuyruklu yıldızla yarışmak, bir karadeliğin yanına gitmek ve farklı galaksilere gitmek isterdim. Umarım bunları bir gün başarırız...

Uzaya gitseydim, orada ışık hızından daha hızlı gidebilen uzay aracıma binderdim ve gezegen gezegen dolaşırdım. Şimdi soracaksınız o uzay aracının orada ne işi var. Ama ben de şunu söylerdim benim uzayda ne işim var. Hazır hayal kuruyorken neden hayalimizi kısıtlayalım. Dediğim gibi uzay aracımla gezegen gezegen dolaşırdım. Gezdiğim yerlerin fotoğrafını, videolarını çeker, gezi yazıları yazardım. Neredeyse tüm yazılarım en iyi dergilerde yayınlanırdı. Ama bu asıl önemli olan değil. Asıl önemli olan ilginç ilginç gezegenlere kendim giderdim. Uzayın sonsuzluğunda kim bilir nelerle karşılaşırdım. Belki karbon bazlı olmayan yaşam formları, belki bizden daha farklı çalışan gelişmiş beyinler, belki de hiç aklıma bile gelmeyecek yapıda farklı canlılar. Dünyada olamayacak kadar farklı kültürel yapılar. Çok gelişmiş uygarlıklar veya bize geçmişi anımsatacak ilkel medeniyetler. Umarım bizim ilerideki çocuklarımız uzayda özgürce gezebilirler.