Sayısız cevabı var!
Aklımız karıştığında akıllı insanın yaptığını yapmak en iyisi: Soru sormak…
Neye göre? Dine göre mi, felsefeye göre mi, din felsefesine göre mi?
Hangi dine göre? Tek tanrılı, çok tanrılı, ilahi, ilahi olmayan, antik, modern, post modern?
Hangi felsefeye göre? Pragmatik, Metafizik, Diyalektik?
Sorular alabildiğince uzar gider. Fakat dinlerin ortak öznesi açısından ve tüm farklılıklarının ortak paydası üzerinden diyebilirim ki; Tanrı her şeyi dünya merkezli ve insan özneli yaratmış. Yaratmış ki kendi suretinin bir aynada ve doğrudan yansımasını görebilsin. Kürsüsü de yedi yer ve yedi gök ile sınırlı. Yedi yer ve yedi atmosfer katmanı…
Bundan sonrasına karıştığı kanısında değilim. Sonrası evrimin işi…
Çoğu mitolojide, çok tanrılı dinlere yönelik araştırmada ve üç semavi din ile kitaplarında öne çıkan ortak özne bu. Okuduğumdan biliyorum. Başkaları farklı yorumlayabilir.
Şayet burada tanrı bir analoji ve yaratım “kün fe yekün” den öte bir sürecin adı olarak zikrediliyorsa: Cevap yine hayır olur. Çünkü burada kastedilen evrenin yasaları ve bunların doğamızdaki yansıması olurdu ki; bu denklemde hiçbir şey sonrası hesap edilerek yaratılmamış, aksine sonraki her şey öncesi hesap edilerek var olmuş. Ki buna ister evren ölçeğinde ister dünya ve doğamız ölçeğinde adı tartışmasız evrim denir.
İlginç olan şey şu; şayet bütün ilahi ve ilahi olmayan kitaplarda (Tarihi, mitolojik vb) okuduğumuza, okunduğunun tıpkısı ve benzerlerinin ortak özelliği ile ortak vurgusu üzerinden bir anlam vermeye kalkarsak, her iki durumda da varacağımız yer Darwin'in sazdan kulübesidir…Hoşumuza gitmeyebilir ama gerçek…(Dini Kitapların kendi dilinde baskıları var ve bu yüzden kaynak olarak ekleyemiyorum ancak diğer kaynaklar ektedir. )
Kaynaklar
- Charles Darwin. (1970). Türlerin Kökeni. Yayınevi: Sol yayınları. sf: 469.
- Friedrich Engels. (1977). Doğanın Diyalektiği. Yayınevi: Sol yayınları. sf: 480.