Her şeyden önce, “Kanser hastaları, kemoterapi/radyoterapi gibi yöntemler yerine yalnızca Reishi mantarı kullanarak hiç yan etki yaşamadan bu hastalıklarından tamamen kurtulabilir” iddiası kesinlikle doğru değildir.
Peki, tüm spekülasyonları bir kenara bırakırsak, bu mantarın etkinlik ve güvenlik sınırları hakkında neler biliyoruz?
5000 yıllık prehistorik kalıntılar mantarların özellikle Asya ülkelerinde geleneksel olarak hem gıda hem tedavi amacıyla kullanıldığını göstermektedir. Değerli doğal kaynak olarak yüksek potansiyel gösteren Reishi gibi tıbbi mantarların biyoçeşitliliği ve genetik ırklarının korunması birçok ülkede araştırılmaktadır. Asya ülkelerinde yürütülen epidemiyolojik ve klinik çalışmalar mantarlardan elde edilen doğal ürünlerin diğer tedaviler ile birlikte koruyucu ve tedavi edici olarak kullanıldığını göstermektedir. Özellikle bazı kanser türlerine (gastrointestinal ve göğüs) karşı koruyucu amaçla kullanılmaktadır. Bu etkilerin moleküler mekanizması çeşitli in vitro ve in vivo deneylerle açıklanmaya çalışılmakta ve bu çalışmalar ile umut vaat edici sonuçlar elde edilmektedir. Ancak bilgilerin klinik araştırmaya uygulanabilmesi için sistematik klinik çalışmalar yapılması gereklidir.
Şu ana kadar yapılan çalışmalar sonucunda, Ganoderma türlerinin hastalıkların önlenmesi ve tedavisi için doğal ürünler olarak değerlendirilmesi için türlerin standardizasyonu ve kalite kontrolünün, yetiştirme süreçlerinin ve ticari formülasyonlarının dikkate alınması gerektiği kanısına varılmıştır. Yani her mantar örneği ve her ürün etkilidir diyemeyiz. Moleküler hedefleri belirlemek ve Ganoderma tüketimi ile hastalık riski arasındaki ilişkiyi araştırmak için daha ileri deneysel, epidemiyolojik ve klinik çalışmalar yapılmalıdır. Ayrıca tek başına veya kemoterapi ya da radyasyon tedavisi ile kombinasyon halinde kullanıldığı durumda etkinlik, dozaj ve güvenlilik de araştırılmalıdır, henüz bu veriler de sınırlıdır.
Elde edilen tüm umut verici sonuçlar ışığında, tıbbi mantarların terapötik potansiyelini keşfetmek ve ilaçların gelişimini teşvik etmek için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Bunun için klinik çalışmaların gerçekleştirilmesi, standartlaştırılmış prosedürlerle yüksek kaliteli mantar türevi ürünlerin geliştirilmesi ve kontrollü koşullar altında sürdürülebilir üretim yapılması gerekir.
Özetle, mantarların farmakolojik potansiyelleri henüz tam olarak araştırılmamıştır. Sağlığı güçlendirici, diyet gıda veya mikofarmasötik olarak önermeden önce, mantarların farmakolojik özelliklerinin veya yan etkilerinin ileri klinik deneyler ile ortaya konması gerekir. En önemlisi, henüz tedavi alanına ruhsatlı ilaç olarak girmemiş olan bu tür ürünleri kullanırken mutlaka tedaviyi yürüten hekime bilgi verilmelidir.
Kaynaklar
- D. C. Agrawal, et al. (2019). Medicinal Mushrooms Recent Progress In Research And Development. Not: Springer.
- R. Rogers. (2011). The Fungal Pharmacy, The Complete Guide To Medicinal Mushrooms And Lichens Of North America. Yayınevi: North Atlantic Books.
- M. Powell. (2014). Medicinal Mushrooms: A Clinical Guide. Yayınevi: Mycology Press.
- C. Hobbs. (1995). Medicinal Mushrooms: An Exploration Of Tradition, Healing, Culture. Yayınevi: Inteweave Press.
- C. Gürndemann, et al. (2020). European Medicinal Mushrooms: Do They Have Potential For Modern Medicine?- An Update. Ohytomadicine. doi: 10.1016/j.phymed.2019.153131. | Arşiv Bağlantısı