Depremler birbirinin habercisi olabileceği gibi birbirinden alakasız da olabilirler. Üstüne beklenen deprem noktasına yakın bir noktada ceryan eden bir deprem beklenen depremle alakasız olabileceği gibi beklenen noktadan binlerce km ötedeki deprem habercisi de olabiliyor.
Türkiye, Dünyanın en aktif fay hatlarından biri olan Alp-Himalaya kuşağının bir parçası. Bu kulağın özelliklerinden bir tanesi doğu batı yönlü yüklenmesi şeklinde oluyor. Depremlerin nasıl oluştuğuna bakarsak, yaşadığımız yer kabuğu magmanın üstünde yüzer halde. Magmanın yer kabuğuna yakın kısmı alt kısmından daha soğuk olduğu için bir konveksiyonel akım olduğunu düşünüyoruz. Bu akım da üst tabakaya yani yer kabuğuna bir hareket enerjisi sağlıyor. Tabi yer kabuğu ince bir tabaka olmadığı için ve tahmin edersiniz ki bir gemi gibi olmadığı için bu harekete anında ve etkili yanıt veremiyor. Hareket etmesi için belirli bir güç birikimi lazım.
Peki bu güç birikimi ne zaman boşalır sorusunun cevabını henüz tam çözemedik. Çünkü multi faktöriyellik durumu var. Yer kabuğu kendi içerisinde de katmanlı olduğu için birbirine lego gibi kilitlenebiliyor. Eğer arazi yaşlı ise zamanla kıra çıka oturyor ve enerji atımı oraya etki edebilecek pozisyonda insan ömrünün yetebileceği bir sürede hareket etmesine müsade etmiyor. Arazi çok daha dirençli oluyor. Biz bunlara masif arazi diyoruz. Buralarda deprem görülmesi oldukça düşüktür. Ancak arazi lego gibi kilitlenirse o kilidi eninde sonunda kırıyor.
Ne zaman kırılacağını bilmememizin nedeni de o çıkıntı dediğimiz kilit noktasının tam yerini bilmiyor olmamız. Ayrıca kilit noktasının sağlamlığını oluşturan jeolojik yapısı ve genişliğini, büyüklüğünü çözmek ve tüm bunları hesaba katarak kırılma noktasını tespit etmek evvelden şuanlık mümkün değil. Sadece bazı tahminler yürütüyoruz.
Alt yapıyı oluşturduğumuza göre gelelim cevabınıza. Ülkemizin bulunduğu fay hattı doğudan yani Himalayalardan batıya yani Alplere doğru bir güç indeksi sağlıyor. Haliyle değil İstanbulda olan deprem Himalayalarda olan deprem teorik olarak bize deprem habercisi olabilirken, Alplerde oluşmuş bir deprem bizleri alakadar etmiyor. Haliyle Van, Tokat oluşmuş bir deprem enerjisini batıya iletiyor.
Haliyle Van ve(ya) Tokatta oluşmuş bir deprem Boluda bir deprem beklentisi oluşturuyor. Boluda olan da Gölcük ardından İstanbulda.
Ancak Avrupa yakasında oluşan bir deprem Anadolu yakasını alakadar etmiyor çünkü güç zaten Anadoludan iletildi. Tabi bu durum bazen çıkıntının daha kırılgan olmasından kaynaklı şaşmış gibi olsa da bu durum devam ediyor.
1999 da Gölcük kırıldı. Hem de iki kez. Öncesinde (99 a yakından uzağa sıralarsak) Bolu, Tokat ve Erzurum kırıldı. Haliyle 25 yıldır İstanbul adalar kısmında tahmin ettiğimiz çıkıntı muazzam bir kuvvete maruz kalıyor. Ve bu giderek arttı son zamanlarda. Haliyle işi bilenler diyor ki deprem kapıda. Üstüne Bolu bu süreçte (4.0 altını saymazsak) en az 3 kez kırılarak güç yüklemesi yaptı. Hocamın tabiriyle keşke en son bolu kırılacağına İstanbul kırılaydı dedi. Çünkü öncesinde İstanbulda beklenen 6.5 iken şuan 7.0 7.5 bandında. Haliyle İstanbulda olsun veya olmasın çıkıntının doğusundaki her deprem aslında deprem habercisi çünkü güç iletimi sağlıyor. Ama çıkıntının batısındakiler pek alakadar etmiyor.
İstanbul milyonlarca yıldır depremi yaşadı. Ortalama 250 300 yılda bir de kırıldığını görüyoruz. 1754 ve 1766 da iki deprem var. 1754 muhtemelen bugünkü Gölcük civarında. 1766 da İstanbul da. 1754 depreminin eşleğeni 99 depremi sayarsak beklediğimiz deprem 1766 depremi gibi olacak.
Zaten dikkat ettiyseniz uzmanlar İstanbulun Anadolu kısmındaki çıkıntı kırılırsa Avrupa kısmında da yakın zamanda bekliyor çünkü Avrupa kısmın muhtemelen daha az dirençli. Çünkü Bursa batoliti oldukça sağlam bir çıkıntı. Ve Anadolu çıkıntısını bir nebze rahatlatıyor.
Siz sormadan söyleyeyim ufak depremler büyük depremin enerjisini böler mi teorik olarak evet lakin mantıksal olarak hayır. Çünkü kullandığımız ölçeklere göre 7.0 deprem =2× 6.9 şiddetinde deprem demek. 6.9=2×6.8 demek. Haliyle bu güç ufak depremlerle bitmesi pek beklenmez. Üstüne hepsinin batısında olması lazım ki bir enerji atımı bekleyelim.
Türkiye zaten genç arazi. Haliyle deprem kaçınılmaz bir şey ve her gün irili ufaklı en az 20 30 tane kayma hareketi yani deprem yaşanıyor. Çoğu genellikle ege açıklarında. İstanbuldaki kayma hattı yani fay boğazlarda güneye iniyor. Bu şunun habercisi, İstanbuldaki çıkıntı şişti. Ne zaman patlayacak sorusunun cevabı "Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın" Sevgilerle...