Bu bahsettiğiniz yöntem, demokrasinin temel ilkelerine aykırı.
Nasıl bir amaçla bu soruyu sorduğunuz anlaşılabiliyor ve elbette bir çoğumuz da size katılabiliriz ama demokrasilerde zeka bir filtre olamaz. Bir insan zeki değilse, kendisini yönetme hakkı onun elinden alınamaz. Çünkü zeka her zaman akıl değildir. Düşük zekalı biri de bilgili olabilir ve doğruyu bulabilir. Zeki olmayan biri de Türkiye'nin kimler tarafından ve hangi yönetim biçimi ile yönetilmesi gerektiğini anlayabilir ve bu yönde tercih belirleyebilir. Ve bunun tersi biçimde yüksek zekalı biri de toplumun iyiliğini düşünmeden oy kullanabilir. Çünkü zeka, ahlaki bir değer ya da filtre değildir. Faşist, zorba, şiddete meyilli, ahlaksız sayısız zeki insan vardır. Bunlar güzel denkleştirmeler. Düşündürücü gerçekten. Sizce sadece zekiler oy kullansa o ülke kesin toplumun iyiliğini öne alan, ahlaklı, demokratik bir ülke olur mu? Fikir ayrılıkları ne olacak? Aynı zeka seviyesindeki insanların hepsi belirli bir siyasi görüşün temsilcisi mi sizce? Hepsi ahlaki olarak pürüzsüz mü? Bence değil. Çok zeki faşistler de var, komünistler de, liberaller de, sosyal demokratlar da, islamcılar da.
Dediğim gibi, kast ettiğiniz anlamda size katılmak zor değil. Ama bu dengeler ve paralellikler bu kadar kolay özetlenemiyor.