Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Ömer Görür
Üye 14 saat önce 2 Cevap
9

Ödüllü Soru Protestoların sınırı neresidir?

Sanat eserlerinin zarar görmesi, toplumsal protestolarda iklim aktivizmi için haklı görülebilir mi? Dünyanın kurtulması adına ufacık bir adım dahi, bir sanat eserinden daha önemli değil midir? Veya sokakta sloganları bağırmak gürültü kirliliği yaratabilir, ama amaç ülkenin geleceğiyse mazur görülmemeli mi? Sınırları kim, nasıl belirleyecek?
265 görüntülenme
Protestoların sınırı neresidir?
Protestoların sınırı neresidir?
Cevap Ver 13K UP
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Sena Küçükkıvanç
Yazar&Editör 12 saat önce

Protestoların sınırı, her şeyden önce barışçıl yöntemlerin korunması ve başkalarının temel haklarına saygı gösterilmesiyle çizilir. Yani "Sanat eseri mi, iklim mi?" diye sorulduğunda, bir eylemin meşruiyeti salt amacın yüceliğiyle değil yönteminin ne kadar orantılı olduğuyla da değerlendirilir. Bazılarına göre eserlerin zarar görmesi asla kabul edilemezken, kimileri "Dünya yanıyorsa birkaç tablo değil milyonlarca can daha önemli" diye karşılık verir. İşte tüm bu açmazın içinde, protestonun sınırını belirlemek de her zaman dümdüz bir yol değil maalesef.

Geçmişte defalarca gördük ki toplumun dikkatini çeken eylemlerin bir kısmı, zamanında "yıkıcı" ya da "sınır aşırı" olarak damgalanmıştı. Mesela kadınların oy hakkı için yürüttüğü mücadelede -ki bugün normal karşılıyoruz- dönemin insanları "Bu kadınlar ortalığı birbirine katıyor, her şeyi mahvediyorlar" diye veryansın ediyordu. Zaman içinde bu eylemlerin pek çoğu, haklı bir direnişin sembolüne dönüştü. Demek ki dün kabul edilemez gördüğümüz, yarın hayranlık uyandıran bir kahramanlık öyküsü olabiliyor.

Peki sanat eserine zarar vermek iklim aktivizminde haklı bulunabilir mi? Argümana bakarsak, "Zarar vermiyoruz, sadece dikkat çekiyoruz" diyen de var, "Eserin camı var, aslında kendisi zarar görmüyor" diyen de… Öte yandan "Zarar vermek zarardır, sanat herkesin ortak mirasıdır" görüşü de güçlü şekilde savunuluyor. Öyle ya, insanları iklim krizine karşı uyandırmanın en iyi yolu müzede çerçeveleri yumruklamak mıdır? Yoksa başka bir yöntem mi bulmak lazım? Cevabı içinizi rahatlatacak şekilde verebilen henüz çıkmadı diye düşünüyorum.

Tüm Reklamları Kapat

Sokaklarda avaz avaz slogan atmanın bir sınırı olmalı mı? Elbette sabaha kadar uyutmayan bir protesto, gürültü kirliliği olarak komşunuzun ya da sizin burnundan getirebilir. Ama diğer yanda da diyorlar ki "Yıllarca sesimizi çıkarmadık, dinlemediler; şimdi bangır bangır bağırınca mı şikayet ediyorlar?" Bence problem bu iki dünyanın birbiriyle sürekli çatışıp orta yol bulamamasında saklı.

Zaten devletler, yerel yönetimler ve kolluk kuvvetleri tarafından çizilen yasal çerçeveler, bu "orta yolu" sağlama iddiasıyla ortaya çıkıyor. Fakat bazen görüyoruz ki; "kamu düzeni" veya "genel ahlak" gibi geniş kavramlar, hak arayan grupları sindirmek için de kullanılabiliyor. Protestonun hepten yasaklandığı dönemler, üniversitede bir kulüp etkinliğinin bile iptal edildiği zamanlar yaşadık: Bunların hangisi gerçekten toplum menfaatineydi, hangisi siyasi gücün dayatmasıydı? Bu sınırı, kim neye göre çekti? Geri dönüp bakınca cevabı net göremiyoruz.

Toplumsal hareketlerin başarısı, çoğunlukla kullandıkları yöntemin toplumun geniş kesimlerinde kabul görebilmesiyle doğru orantılı. Gürültü, kamu düzenini bozma, sanat eserine zarar verme gibi uç eylemler, amaç ne kadar ulvi olursa olsun, çoğu zaman sert tepkilerle karşılaşıyor. Yine de bazı dönemlerde böyle "sert" eylemler sayesinde radikal değişimler elde edildiğini de kabul etmek gerek. Belki de büyük mesele, protestonun nerede "amaç uğruna her yol mübah" anlayışına kaydığı ve nerede o sınırın aşıldığıdır.

10
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Mehmet Orakcı
Fen Bilgisi Öğretmeniyim 3 saat önce

1. Özgürlük ve Sınırları

Protestolar, demokratik toplumların temel unsurlarından biridir. John Stuart Mill’in Özgürlük Üzerine adlı eserinde belirttiği gibi, bireyin özgürlüğü ancak başkalarının özgürlüğünü ihlal etmediği sürece sınırsız olmalıdır (Mill, 1859). Ancak, bu sınırın nerede çizileceği her zaman net değildir.

2. Sivil İtaatsizlik ve Hukuki Boyut

Tüm Reklamları Kapat

Sivil itaatsizlik kavramı, Henry David Thoreau’nun Civil Disobedience (1849) metniyle popülerleşmiştir. Thoreau’ya göre, ahlaki olarak yanlış bir sistemde yasalar mutlak olarak bağlayıcı değildir; vicdani reddi savunur. Benzer şekilde Martin Luther King Jr., Letter from Birmingham Jail (1963) adlı mektubunda “adil olmayan yasalar adil şekilde çiğnenmelidir” der (King, 1963). Ancak King, şiddetsiz direnişin esas olduğunu vurgular.

Sanat eserlerine zarar vermek bu çerçevede değerlendirildiğinde, temel soru şu olur: Sanat eseri, protestonun meşruiyetini aşan bir sınır teşkil eder mi?

3. Sanat, Kültürel Miras ve Kolektif Bellek

Sanat eserleri yalnızca bireylere ait değil, kolektif insanlık mirasının bir parçasıdır. UNESCO’nun kültürel miras tanımı, bu eserleri "insanlığın ortak hafızası" olarak ele alır (UNESCO, 1972). Eğer iklim aktivizmi sanat eserlerini tahrip ederek kendini ifade ederse, bu, insanlığın ortak mirasına zarar vermek anlamına gelir mi? Yoksa iklim krizinin ciddiyeti göz önüne alındığında bu zarar meşru görülebilir mi?

Tüm Reklamları Kapat

Burada pragmatist bir düşünür olan William James’in The Moral Equivalent of War (1906) metninden yararlanabiliriz. James, yüksek amaçlar uğruna fedakarlık gerekliliğinden bahseder, ancak bunun meşru ve etik yollarla yapılması gerektiğini savunur (James, 1906).

4. Sonuç: Sınırı Kim Çizer?

Hukukçular mı? Modern hukuk sistemleri, özellikle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) kararları, protestoların ifade özgürlüğü çerçevesinde korunması gerektiğini söyler. Ancak, AİHM’ye göre protesto, başkalarının haklarını aşan zararlar doğurduğunda hukuki sınır ihlali sayılır (AİHM, 2021).

Toplum mu? Sosyal sözleşme kuramcıları (Rousseau, Locke, Hobbes) devletin ve toplumun, bireylerin özgürlüklerini sınırlayarak düzeni sağladığını savunur (Rousseau, 1762). Eğer toplum sanat eserlerinin zarar görmesini meşru görmezse, protestonun bu şekli kabul edilemez olur.

Ahlak mı? Kantçı etik açısından bakıldığında (deontoloji), bir eylemin ahlaki olup olmadığı, sonuçlarından bağımsız olarak değerlendirilmelidir. Yani, "iyi bir amaç için sanat eserine zarar vermek" kabul edilemez (Kant, 1785). Ancak, faydacılar (Bentham, Mill), eğer uzun vadeli fayda (iklim krizini önleme) daha büyükse, bu tür eylemleri haklı çıkarabilir (Bentham, 1789).

2
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close