Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Yeni Soru Sor
Paylaşım Yap
Sorulara Dön
Yusuf Asaf Güven
Üye 5 saat önce 2 Cevap
2

Ödüllü Soru Öncelikle sunu belirteyim bu soru bir anlam arayış sorusu değil. Sormak istedigim; bizi öldüren, bizi bir hayvan/köle yerine koyan bu sistemde ne yapmalıyız. Sistemin kölesi isek yaşamanın ne anlamı var?

Mesleğin olsun, maaş al, evlen, çocuk yap, tatil yap, yaşlan, torun bak, sonra malum son… Bu gerçekten doğru bir yaşam mı? Hiçbir başarı bırakmadan sadece para kazanıp başkalarının bulduklarını uygulamak, ay başı ücretle yaşayan bir kölelik değil mi? Peki ya efendi olacak potansiyelimiz yoksa? Milyarder değilsek, seçilmiş zeki çocuklardan değilsek efendi nasil olabiliriz ki? Saf insan olamıyorsak. Bu kölece hayatın anlamı ne?
Cevap Ver 1,000 UP
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Tüm Reklamları Kapat
2 Cevap
Esat Kudret
Esat Kudret
637.5K UP
Akıl yürütmeyi öğrenmeye çalışan bir öğretmenim. 35 dakika önce

Zihnimiz Köleleşmedikçe Umut Var!

Evrenin kendisi, içerdiği her şeyi ile bir arena zaten. Hele ki canlılık bu arenada kesintisiz bir savaşın-mücadelenin vücut bulmuş halinden başka bir şey değildir.

Sınıflı toplumlarla birlikte efendi-köle ikilemi türümüzün hayatına gireli birkaç bin yıl ile sınırlı iken ortaklaşa yaşam deneyimimiz misli misli fazla.

Tüm Reklamları Kapat

Her şey ileriye akar. Diyalektik materyalizmin temel öğretisi bu ve bilimin de kanıtladığı şey aynı zamanda…

Her sistem bir müddet sonra öldürür ve fakat yeni olan her şeye de gebe olan yine kendisidir. Burada bütün mesele zihni köleleşmeyenlerin bu gebeliği sağlıklı bir doğuma evirip eviremeyeceğidir. Hem de en karamsar olunan dönemde bile.

Bunu, insanlık tarihi boyunca ve kesintisiz olarak bayrağı devrede devrede yapan o kadar çok insan var ki tarihimiz bir tek onları kaydeder. Onlar direnenlerdir ve literatürde “maceracılar” olarak bilinir (çok güzel bir türküsü de var). Ateşi çalan Prometheus’tan Spartaküs’e, Bedreddin’den Pir Sultan’a ve sayısız bayrak koşucusu.

Tercih bizim: Ya bu bayrak yarışının bir neferi ve umudu büyüteniz ya da kendi kabuğuna çekilip ona bunları reva göreni…

Tüm Reklamları Kapat

Fakat emin ol ki sevgili dostum “karanlık ne denli derin ise şafak o denli yakındır.” cümlesi öylesine söylenmiş bir cümle değildir. Yaşamın ibriğinden damıtılmış ve pratikte defalarca sınanıp doğrulanmış bir gerçeğin özetidir ki medeniyetimizi biraz da buna borçluyuz. Fakat evrenimiz beleşe hiçbir şey vermiyor ne yazık.

Belki de sözü sevgili Ahmet Telli’ye bırakma vaktidir. Sevgiyle.

Soluk Soluğa I / Ahmet Telli

Hep yanıldı ve yenilgilere uğradı

Ama atıldı yine de serüvenlere

Vakti olmadı acıların hesabını tutmaya

Durup beklemeye, geri dönmelere vakti olmadı.

Yangınlarla geçti ömrü ve hep yalnızdı

- ki onlar daima birer yalnızdılar

Nerde doğmuştu ve ne zaman kopup

Tüm Reklamları Kapat

Gitmişti o kentten anımsamıyor artık

Hangi sokaktaydı ilk sevgili ve hala

Sürüp gider mi ilk öpüşmenin esrikliği

Tüm Reklamları Kapat

Gizlice buluşmaya gelen ve ölürcesine

Korkular geçiren o kız nerededir şimdi

Sensiz olursam yaşayamam diyen

O liseli kız hangi kentte kaldı

Tüm Reklamları Kapat

Ve o sarışın

O afeti devran bekler mi hala

Atlas yataklara sererek yaşamanın anlamını

Üşüten bir acıydı belki her ayrılık

Her yolculuk yangınların başladığı yereydi

Ama vakti olmadı hesabını tutmaya

Aşkların, ayrılıkların ve acıların

İstese de kalamazdı vakti gelince

Geyik sesleri yankılanınca yamaçlarda

Yürek burkulması ve hüzün ve keder

Tüm Reklamları Kapat

Aralıksız doldururdu acıların bohçasını

Dudaklarında öpüşlerin gül esmerliği

İçinde kıpırdanıp durur ufuk çizgisi

Ay bile soğuktur o zaman

Tüm Reklamları Kapat

Bir buz parçasıdır

Çaresiz çıkılacaktır o yolculuklara

Ki bir ömrün karşılığıdır serüvenler

Biraz da serüvendi yaşamak

Tüm Reklamları Kapat

Belki yatkındı büyük yolculuklara

Ki serüvenler daima büyük aşklar

Ve büyük yolculuklarla başlar

Anıları aşkları ve bir kenti

Tüm Reklamları Kapat

Bırakıp gidebilirdi apansız

Apansız başlardı yolculuklar

Hangi saatinde olursa günün

Ve hep kar yağardı nedense

Tüm Reklamları Kapat

Durmadan kar yağardı yol boyunca

Ve nasılsa yok olup giderdi hüzün

Kent görünmez olunca arkada

Ne bir veda sözcüğü dökülürdü dudaklarından

Tüm Reklamları Kapat

Ne de dönüp bakardı geriye bir kez olsun

Ne zaman yollara düşse biterdi acılar

Gül yüzlü sular fışkırırdı toprağın karnından

Kavaklarsa oynak bir çingene kızı

Tüm Reklamları Kapat

Her kıpırdanışında açılıverir uzun ince bacakları

Mekan tutmak ve her akşam aynı ufukta

Güneşin batışını seyretmek ölümdür biraz

Ölümdür biraz hep aynı yatakta

Tüm Reklamları Kapat

Aynı kadınla sevişerek sabaha varmak

Kitapları hep aynı raflara sıralamak

Aynı eşyayı kullanmak eskimektir biraz

Soluk soluğa yaşamalı insan

Tüm Reklamları Kapat

Her sabah yeni bir şeyler görebilmeli

Ve cehenneme dönse de bir ömür

Mutlaka bir şeyler değişmeli her/gün

Ey o büyük yolculukların ürperten heyecanı

Tüm Reklamları Kapat

Okyanus dalgalarının sesleriyle dol bu ömre

Ölüme ve aşka durmadan kement atan

Serüvenlerle geçsin yaşamak

Buz tutmuş bir dünya ortasında

Tüm Reklamları Kapat

Yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla

Önünde dağlar, uçurumlar

Sarsılan gök, yarılan toprak

Çelik uğultularla burgaçlanırken

Tüm Reklamları Kapat

Yaşamak işte öylesine kucaklardı onu

Ve her nasılsa keklik sekişli

Bir aşkın sevinci dolardı yüreğine

Çıkarıp atardı o zaman deli bir ırmağa

Tüm Reklamları Kapat

Ne kalmışsa bir önceki serüvenden

Soluk soluğa yaşadı kentleri, aşkları

Bağlanacak kadar kalmadı hiçbirinde

Pervasız bir acemi, bir çılgın

Tüm Reklamları Kapat

Soyu tükenen bir bilgeydi belki de...

O yalnız kaybetmesini öğrendi ömründe

Avucundan dökülen kum taneleriydi her şey

Ne bir serseriydi ne de yılgın bir savaşçı

Tüm Reklamları Kapat

Ama kendi kafasıyla düşünen ve hakkında

Ölüm fermanları çıkartılan biriydi belki

Sevince deli gibi severdi

Pervasız severdi sevince

Tüm Reklamları Kapat

Dövüşmek ancak ona yakışırdı

Ona yakışırdı aşklar ve yolculuklar

Yoktu bağlandığı herhangi bir şey

Bulutlar gibi çekilip giderdi seslerin arasından

Tüm Reklamları Kapat

Ne bilir ömrün değerini bir çılgın

Yalnızca kendini yaşamayı nereden bilebilir

Ve başarısız eylemler çağında o

Kaçabilir mi binlerce kez ölmekten

Tüm Reklamları Kapat

Yerleşik yargıları olmadı hiç

Kurmadı güzel gelecek düşleri

Nerede bir yangın, nerede tehlike

O mutlaka oradaydı birdenbire

Tüm Reklamları Kapat

Dinsizdi, özgür sayılırdı belki

Ama bağlanmazdı özgürlüğe de

Hiçbir yerde yeterinden çok kalmadı

Beklemedi anılar sarnıcının dolmasını

Tüm Reklamları Kapat

Şikayetsiz yaşadı yaşadığı her günü

Yoktu yüreğinde pişmanlıkların izi

Ayrıntıların izi kalmamış artık

Üst üste yaşanmakta ayrılıklar

Tüm Reklamları Kapat

Ve bir bulut gibi sıyrılıp gidilmiştir

Dağların, denizlerin üzerinden

Geride kalan ne varsa soluktur şimdi

Titreyen kandiller gibi sönmek üzeredir

Tüm Reklamları Kapat

O eski konaklar gibidir anılar

Gül bahçeleri, sessiz koru ve orman

Belki sağanak boşanır apansız

Yüzyıllık bir yağmur başlar

Tüm Reklamları Kapat

Ve sinsi bir hastalığa dönmeden alışkanlıklar

Yok olup gider her şey, belki kül olur

Hırçın bir okyanustur yürek

Dar gelir ufuk ve mutluluklar çevreni

Tüm Reklamları Kapat

Anılarsa birer çıban izidir

Yaşanmaz onların ölgün gölgesinde

Durgun bir su gibi aktı mı yaşamak

Ve zaman uysal bir kısrak gibi dinginleşti mi

Tüm Reklamları Kapat

Anısız kalınmıyor artık ne yapılsa

Kuşatıyor yolları, aşkı ve ömrü

Bekleyişleri kemiren çakal sesleri

Oysa bütün köprüler yakılmalı ayrılık vakti

Tüm Reklamları Kapat

Ve herhangi bir şeyle eşit olmaksızın

Yollara düşülmeli habersiz ve sessiz

Çürük bir diş gibi kanırtıp kentleri

Dünyanın ağzını kanlar içinde bırakmalı

Tüm Reklamları Kapat

Bir ömrün olgunlaştıramayacağı

acemilikler toplamı ve bir çılgın

boyun eğmedi kendine bile

seçme zorunda kalmadı yaşamayı

Tüm Reklamları Kapat

nasıl bağlanmadıysa yere ve zamana

bağlanmadı kendine de ömür boyu

dağlara tırmana atlar gibi

soluk soluğa yaşamak istedi dünyayı

Tüm Reklamları Kapat

bir şahin gibi bulutlara kurdu

dumanlı sevdaların yörük çadırını

sıradan bir gezgin değildi hiç

dövüşür gibi yaşadı yolculukları

Tüm Reklamları Kapat

belki korkusuz sayılmazdı büsbütün

korkardı korkulara düşmekten zaman zaman

ve bütün gemileri yakıp

yollara düşerdi o hep aynı ıslıkla

Tüm Reklamları Kapat

mutlu muydu, hiç düşünmedi böyle şeyleri

umutlardansa nefret etti daima

hep yanıldı ve yenilgilere uğradı

ama atıldı yine de serüvenlere

Tüm Reklamları Kapat

pervasız bir acemi

soyu tükenen bir bilgeydi belki de

Ama bir şey vardı yine de

Başarısız ihtilallerden kendine kalan

Tüm Reklamları Kapat

SOLUK SOLUĞA-2/ Ahmet Telli

Büyük aşklar yolculuklarla başlar

ve serüvenciler düşer bu yollara ancak

Onlar ki dünyanın son umudu

Tüm Reklamları Kapat

soyları tükenen birer çılgındırlar

Ama yaşarlar dünyanın dört bir yanında

Ölümle alay ederler sanki

Nerde beklenirse ordaydılar

Tüm Reklamları Kapat

bir kez bile gecikmediler ömür boyu

Neydi onları ordan oraya

savurup duran şey

Onları daima yalnız kılan

Tüm Reklamları Kapat

neydi bu yaşam denilen gürültüde

Her dilden bir adları vardı onların

ama hiçbir ülkenin kimliğini taşımadılar

Sarışındılar belki de esmer

Tüm Reklamları Kapat

yani birçok yüzün bileşkesi

Ne altın arayıcısıydılar

ne de aylak bir gezgin

Vurulup düşseler de her kuşatmada

Tüm Reklamları Kapat

serüvencidir onlar ve hiç ölmezler

Ki onlar hep yalnızdır ve her nasılsa

Bulurlar heder olmanın bir yolunu

Onlar ki bu dünyada

Tüm Reklamları Kapat

kahraman olmaya mahkumdurlar

Sislenen anılar kaldı bize onlardan

renkleri bozulup duran solgun anılar

Nasıl yazmalı ki silinip gitmesin

Tüm Reklamları Kapat

bulutlar gibi çekilmesin gök boşluğuna

Bileği güçlü ve gözüpek avcılar mıydı

onları kuşatıp yeryüzü cennetinden atan

Yoksa kendini tüketen hüzünler miydi

Tüm Reklamları Kapat

vurulup düştükçe ışığını karartan

O serüvenlerin günlüğü tutulmadı

yazılmadı o insanların destan şiiri

Parça parça ettirilseler bir kartala

Tüm Reklamları Kapat

(ki sanırım böyle oldu sonları)

Fışkırır yüreklerinden

başarısız ihtilallerin yangınları

0
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Efe Can Kılıç
Efe Can Kılıç
20.2K UP
Rasgele bir lise öğrencisiyim 4 saat önce

Merhaba, Yusuf Asaf Güven

Öncelikle, değinmek istediğim şey, herhangi birşey yorumlarken belirli bir doğru-yanlış sistemi kullanmamız gerekir. Çünkü doğruluk mantıksal ve matematiksel şeylerin dışında, görecelidir.

Kullanacağımız doğru-yanlış sisteminin doğruluğu veya yanlışlığını da sınayamayacağımız için, şuanlık doğruluk görecelidir demek istiyorum, insanın kendi yorumuna kalıyor tamamen.

Tüm Reklamları Kapat

Fakat doğruluk veya yanlışlığı referans alabileceğimiz mantıklı kısımlar da var, bir göz atalım.

Mesela insan biyolojisi, insan temelde genlerini sonraki nesillere aktarmak için yaşayan bir canlıdır.

Eğer buna göre yargılayacaksak, yukarıda bahsedilen hayat bence o kadar da yanlış değil. İnsanın bunu yapmasına halen daha imkan oluyor sonuçta, ama geliştirilebilir mi? Yoruma ve tartışmaya açık, topluma ve normlara uygun cevaplar verirdim vermesine, şöyle böyle diye ama bunlar hakikat yanında hiçbir şey anlam ifade etmez, bağlama göre değişir.

Demek istediğim, hayatın tek bir doğrusu yoktur. Duruma göre, o anki doğru-yanlış yargılama sistemine göre her şeye olan bakış açın değişebilir.

Tüm Reklamları Kapat

Sorularına net olarak cevap vermediğimi düşünebilirsin, zaten daha kapsayıcı bir cevap verdiğimi düşünüyorum. “Hayatın tek bir doğrusu yok, sen hangi ölçüte göre bakıyorsan, anlamını oradan çıkarırsın. Anlamına çok takma dost 💪

Mutlu ve huzurlu yaşaman dileği ile!

1
  • Şikayet Et
  • Mantık Hatası
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla Cevap Göster
Cevap Ver
Evrim Ağacı Soru & Cevap Platformu, Türkiye'deki bilimseverler tarafından kolektif ve öz denetime dayalı bir şekilde sürdürülen, özgür bir ortamdır. Evrim Ağacı tarafından yayınlanan makalelerin aksine, bu platforma girilen soru ve cevapların içeriği veya gerçek/doğru olup olmadıkları Evrim Ağacı yönetimi tarafından denetlenmemektedir. Evrim Ağacı, bu platformda yayınlanan cevapları herhangi bir şekilde desteklememekte veya doğruluğunu garanti etmemektedir. Doğru olmadığını düşündüğünüz cevapları, size sunulan denetim araçlarıyla işaretleyebilir, daha doğru olan cevapları kaynaklarıyla girebilir ve oylama araçlarıyla platformun daha güvenilir bir ortama evrimleşmesine katkı sağlayabilirsiniz.
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Kafana takılan neler var?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close