Bu konuda Almanya`nın Focus dergisinde bir makale yayımlandı.Makalede Musa`nın gerçekte yasayıp yaşamadığının yanında efsanenin kökenini sorguladı.
Makaleye göre,Mukaddes kitabın yasa koyucusunun tarihi bir figür değil, mitolojik bir figür olduğunu ortaya koyuyor.
Efsanevi figürün arkasında gerçekte tarihi bir kişi var mı? Yoksa Musa, İsrail'i dini bir yola sokmaya yardım eden edebi bir kurgu muydu?
Günümüzde antik çağ bilginleri arasında, dinin kurucusunun ve Sina mucize yaratıcısının hiçbir zaman var olmadığı kabul edilmektedir.Bir buçuk asırdan beri arkeologlar Mısır çöl kumlarını elediler ve herhangi bir İsrail kabilesine dair en ufak bir iz bulamadılar; Musa'nın halefi Yeşu yönetiminde İsrailoğulları tarafından iddia edilen toprak fethine ilişkin kanıt arayışı da aynı şekilde başarısız oldu.
Danimarkalı Eski Ahit bilgini Niels Peter Lemche, İbrahim'in gerçekte asla yaşamadığını hatta aynı şekilde İshak ve Yakup'un gerçekte yaşamadığı görüşünde. İsrail halkının Mısır'da Firavun'un baskısından kurtulduğu bir dönem olmadı.
Bilginler Mozaik dinin tam olarak ne zaman doğduğunu araştırıyor.Bu zamana kadar varılan fikirbirliğine göre ,Yahudilerin Babil esaretinden (MÖ 586-539) öncesi olamaz.Ayriyetten uzmanlar kurucu figürün tarihsel bir figüre dayanıp dayanmadığını araştırıyorlar. Örneğin, Berlin Mısırbilimci Rolf Krauss, kitabında, II. Ramses'in torunu olan firavun Amun-masesa'yı tarihsel rol modeli olarak tanımlıyor.
Bununla birlikte, Exodus mitinin gücü kırılmamış görünüyor. Ünlü ABD'li tarih profesörü Gerda Lerner, "Yahudilerin zulmü Mısır'daki kölelikleriyle başlar" diyor.
MÖ 2 binyılın sonunda Musa'nın İsrail halkını Mısır esaretinden kurtardığı, Tanri Yahve'nin yardımıyla denizi ikiye ayırarak firavun ve ordusunun boğulma hadisesi ve Sina'daki On Emri aldığı hikayesi kollektif bilinçte kesin dille yazılıdır.Hıristiyanlık ve İslam`da bu kurtuluş efsanesini devraldı ve kitlesel olarak etkili olmasına yardımcı oldu.Günümüze kadar gelen bu mit bilimsel yapıbozumuna karşı inatla kendini göstermeye devam ediyor.
Tarih yazıcılığının babası Herodot bile,antik dünyada büyük merak uyandıran haber değeri taşıyan konu hakkında hiçbir şey bilmemektedir.
Arkeoloji ve uzman eleştirileriyle darmadağın olan Kutsal Yazılar, tarihsel kanıt olarak itibarını yavaş yavaş yitirdi ve İncil'deki figürler yerine "efsannine mucidini" araştırma odağı haline geldi. Eski Ahit'in 39 kitabından ilk 5 kitabınin başlangıcında Musa'nın söylediklerinin en eski metinler olamayacağı ortaya çıktı.Her halükarda, Yahudi dininin mutlak figürünün kutsal dinler dışında pek bilinmemesi gariptir. Örneğin, 16 peygamberden sadece dördü onu tanır (Yeremya, Daniel, Micha, Malaki)
Mukaddes Kitap dışı metinlerde bile Musa çok geç ortaya çıkıyor.İlk kez MÖ 300 civarında, Musa`nın sözde dünya gezisinden bin yıl sonra.Yahudiler, Yunanlılar ve Romalılar, takip eden dönemde Musa`nın eylemlerinden bahsettiler. Yunanlılar dine küfreden bir tablo çizerler, tapınakları yıktıkları için Mısırlılarda yağmacı Asyalıların lideri olarak tasvir edilir. Yahudi yazarlar ise kanun koyucuyu insanlığın öğretmeni olarak yüceltirler.
MÖ 200'den MS 100'e kadar olan dönem, Filistin'de ve Yahudi Akdeniz diasporasında dini bir mayalanma dönemiydi; burada Musevilik ve Helenizm teolojik açıdan kenetlenmişti ve dinin kurucusu Musevi'nin efsanevi figürü de cepheler arasında kendine yer buldu. Bir yanda naif imge kültüyle Akdeniz halklarının entelektüel açıdan hoşgörülü çoktanrıcılığı, diğer yanda imgesiz, dogmatik tek tanrıli İsrailì vardı. Romalı tarihçi Tacitus, "Onlarda kutsal olmayan bizde kutsal " dedi ve Yahudilerin "diğer tüm insanlardan düşman olarak nefret etmelerine" şaşırdı.
Exodus aslında MÖ 1250 civarında değil, neredeyse 1000 yıl sonra fikirlerde gerçekleşti. İsrail halkı Mısır'ı değil, yalnızca kendi halklarına ayrılmış olan tek Tanrı Yahveh'ye ibadet etmek için kozmopolit ve çok tanrılı antik tanrılar dünyasını terk etti.
Musa figürünü kim nasıl ortaya çıkardı?
Musa yazarı Krauss, Yahvist olan bir yazarın sadece Tevrat'taki Musa hikayelerinin yazarı değil, aynı zamanda mucidi olduğuna inanıyor. Bu gizemli"çok yetenekli yazarın" yaşamını MÖ 480 ile 420 yılları arasına tarihlendiriyor.Krauss`a göre ilk önce Yahudi tektanrıcılığından söz edilemezdi. O zamanlar Persler Akdeniz bölgesinde lider güçtü ve Berlin Mısırbilimci bu hikayenin Yahudilerin Tanrı anlayışını etkilediğinden emin: “Eski Pers modelinde, Tanrı halklar arasında hiçbir ayrım yapmadı; öte yandan Yahvist yazar ise, Yahudilere ilham veren ve dünyanın Yaratıcısının belirli bir ulusu tercih ettiği yönündeki yeni bir fikri ilan etti.
Bu gizemli yazar, eski Mısır geleneği olan kral karşıtı "Amun-masesa"'yı Musa elbisesini tasarlamak için bir terzi mankeni olarak kullandı.Krauss`a göre hikayenin yazarı İbranice bir kökene sahip. (ve Pers kralı Cyrus etrafında dönen bir ifşa destanından yararlandı). Hikaye icat edildi ve çok eskilere tarihlendirildi.İncil eleştirisinin eski ustası Julius Wellhausen'in dediğine göre, Babil'deki zorunlu sürgünden dönen, ancak hala yabancı yönetim altında olan Yahudilerin, “geçmişin manevi kazanımı” ile ilgiliydi.Eğer Krauss haklıysa, dindarlar için, Musa olmasa da, en azından benzer bir kişinin yaşamış olması, Yahvist'lerin tesellisi olmaya devam ediyor.Berlinli Mısırbilimci Rolf Krauss, Musa hikayelerinin tarihsel bir modeli olabileceğine inanıyor: Firavun II. Sethos'a isyan eden Ramses`in torunu Amun-masesa.
İncil'de olmayan YAHUDİ EFSANELERİ, aslında Musa hakkında Eski Ahit'ten daha fazla bilgi veriyor ”diye yazıyor Krauss. Bu efsanevi prens, Firavun adına Kush'a (Etiyopya) bir sefer düzenleyen, orada naip olarak yaşayan ve sonunda Firavun ile bir anlaşmazlığa düşen Mısırlı bir kralın oğludur.Bu kral "Amun-masesa"
Kaynak
https://cernbilim.blogspot.com/2021/10/musa-gercekten-yasad-m.html
5,465 görüntülenme