Keşke sadece bu iki seçenek olsa!
Emeğin bu denli kendine yabancılaştırılıp nesneleştirildiği bir dünyada, özellikle geçim temelli iş söz konusu ise, seçeneklerden çok zorunluluklar devreye giriyor.
Hele ki yaşadığımız coğrafya, meslek seçimi konusunda gerekli eğitsel alt yapıyı da oluşturmamış ve uzun vadeli bir planlama kültürü yok ise zorunlu olarak yapılan, yapılmak zorunda kalınan işin niteliği de verdiği haz da düşüyor.
Yapılan araştırmalar bizim gibi coğrafyalarda çalışanların büyük bir çoğunluğun yaptığı işten haz almadığı, o işe sadece ekmek kapısı gözü ile baktığı, bugün yaptığı işin tercihe kalması durumunda öncelikli seçimleri arasında ilk 5’e bile giremeyeceği ortaya konmuştur.
Dahası, çalışanların belirli bir doyuma ulaştıktan, emekli olduktan veya fırsatını bulduğu an severek ve isteyerek yetenekli olduğu işe başladığı, iş değiştirdiği veya kerhen yaptığı işi bıraktığı belirlenmiştir.
Genellikle mesleğim gereği öğrencilerime meslek seçimi konusunda üç pusula sunarım ve üçüne de evet dendiği an seçilen mesleğin hem seçene hem de topluma faydasının dokunacağını ifade ederim. İlki gerçekten benim seçimim mi? İkincisi yeteneğim var mı, yapabilir miyim? Üçüncüsü ise karnım doyar mı?
Acı olan şu ki gelişmiş ve uzun vadeli planlama ile gerekli koşulları ta çocukluk döneminden itibaren toplumuna hazır edebilen, sosyal güvenlik sistemi işler olan ülkelerde iş seçiminde temel belirleyici gerçekten isteyip istemediğimiz, en son pusula olan geçinebilme şıkkı ise zorunlu olmayan bir şık iken , bizim gibi coğrafyalarda en sonda olması lazım gelen geçinebilme kaygısının ağırlıklı olarak tek ve temel belirleyici olması, tercih ve yeteneğin çoğu zaman etkisiz eleman olması toplumların-ülkelerin gerek mutluluk gerekse verimlilik , hatta çalışma süreleri endekslerine çok net bir şekilde yansımaktadır. Kıyas açısından Türkiye ile Finlandiya farkı çok net bir şekilde gösterecektir.
2024 mutluluk endeksinde Finlandiya 1. Sırada yer alır iken Türkiye 98. Sırada yer almaktadır. 2025 Dünya en iyi yaşam-iş dengesinde Norveç 1. Sırayı alır iken Türkiye 50. sırada yer almaktadır. Bu liste uzayıp gider.
Genel hatları ile durum bu fakat soruya gelirsek ve sanki diğer her şey olağanmış gibi yanıt verir isek her iki durum da birbirini besleyen çarklar gibidir. Ancak bana kalırsa dönen ve devri daimi yapan ilk çark sevgi çarkıdır.
Her ne kadar yapabildiğimiz işi yaptığımızda bize vereceği başarma hazzı üzerinden aynı zamanda sevebileceğimiz iş olsa da bu her zaman böyle sonuçlanmayabilir. Örneğin çok muazzam bir matematik kafamız var ve matematiği çok seviyoruz fakat biz matematikle değil yetenekli olduğumuz alan müzikle uğraşmayı seçebiliriz.
Tersi de mümkündür. Örneğin balık tutmaktan çok hoşlanmamız balık tutabileceğimizin ya da balıkçı olacağımızın garantisi değildir. Her iki durumda da bence iki yakanın bir araya gelmemesi yakalardan birine yönelik eninde sonunda bir uzaklaşmayı getirecektir. Ya sevip yapamadığımız işi sevmemek ya da yapıp sevemediğimiz işi yapmamak veya tersi gibi.
Ancak bir işi hem sevip hem de yapabilecek becerilere sahip isek keyfimize diyecek yok. Bir de karnımızı doyurabiliyorsa daha ne isteyelim. Sevgiyle…