Hiçlikten ne kastettiğimize göre cevabımız değişebilir. Çünkü hiçlik tam olarak nedir bilmiyoruz. Hiçliğin tanımını yapmak çok zordur, hatta olanaksızdır diyebiliriz. Aslında tanımı yapılabilen bir şeyin hiç olması mümkün değildir zaten. Evrenimizi incelediğimizde hiçliğin olmadığını görüyoruz. Boş uzayın içerisinde bile 1000 litrelik alana 3 Hidrojen atomu düşer. Çok büyük astronomik boyutları ele aldığımızda bu maddeden kurtulabiliriz ama o zaman da belli bir anda belli bir yerde var olan ve kendi kendini yok eden parçacık-anti parçacık çiftleri belirir. Bunlardan kurtulursak kuantum alanlar varlığını gösterirler. Yani evrenimizde hiçlik diye bir şey yoktur ancak evrenimizin dışını ya da big bang öncesi ne vardı tarzındaki soruları, bilimimiz henüz cevaplayacak niteliğe ulaşmadı diyebiliriz. Stephen Hawking bing bang'den önce ne vardı sorusunun anlamsız bir soru olduğunu, bu sorunun kuzey kutbunun kuzeyinde ne var sorusu gibi bir soru olduğunu ifade etmişti. Evrenin başlangıcındaki tekilliğin, yani bing bang'in daha önceden var olan bir evrenin çöküp, sonrasında yeniden başka bir evrene açılan kapı olduğunu ifade eden fizikçiler de vardır. Sonsuzdan gelen ve sonsuza giden evren modelleri son zamanlarda çokça üretilmektedir. Evrenin başlangıcını bir yaratıcıya atfetmek sadece bilmediğimiz bir boşluğu geçici olarak doldurmak demektir. Bu bir inanç meselesidir. Bilmiyoruz ve bazen bilmiyorum cevabı da sanıldığından çok daha büyük bir önem taşır.[1] [2][3]
Kaynaklar
- Stephen Hawking. Zamanın Kısa Tarihi.
- Sean Carroll. Zamanın Kozmolojik Tarihi.
- Steven Weinberg. İlk Üç Dakika.