Hayat Herkese Zor!
Yaşadığımız çağ, insana, doğaya, yaşama düşman bir sistemin gölgesinde, yozlaşmış, vicdanını yitirmiş bir dünyanın yarattığı yapay sorunlarla dolu bir çağ.
Böylesi bir çağda mertçe ve onurluca ve en önemlisi kirlenmeden yaşayabilmek cidden zor fakat imkansız değil.
Öznel olarak yaşadığımız hiçbir sorun da bunlardan bağımsız değil.
İşte eğer bu tespiti yapamıyor isek sorunumuz çok derin demektir. Eğer bu tespiti yapabiliyor isek umut diridir.
Bundan sonrası için genel geçer kaide sihirli iki kelimede saklı: TESLİM OLMAMAK…
Kimileri için hayat yüktür, kimileri ise hayatın kendisine yüktür. İlk kategori yılmış olan bizcil her halk bireyi için olasıdır ancak ikincisi sadece hayatı kendisi ve başkaları için zindana ve cehenneme çevirme derdinde olan egemen kapitalist sistemin efendilerine yöneliktir.
Bir de tüm bu yükleri kaldırmakla kendilerini görevli kılanlar var: Aydınlar, Devrimciler, Onurlu Bilim İnsanları ve Mücadele eden, üreten emekçi milyonlar. O kadar çokuz ki…Belki de çıkış yolumuz bu onurlu ve yürekli insanların saflarına, gücümüz ölçüsünde ve saflarını sıklaştırmak üzere katılmak.
Hayatın evrimsel-biyolojik temelde anlamı bu değil mi ki zaten: Kesintisiz savaş. Bir farkla: Var etmek üzerine, yok etmek değil.
İşte bu iki seçeneğin verdiği görevin ilki bizedir ve var olma savaşını kapsar. İkincisini ise zaten egemenin hali hazırda yaptığıdır, hem de dünyanın her yerinde ve her alanda ve yok etme güdümlü…
Hem şair ne demiş: Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz. Umutsuzluk Yasak… Sevgiyle…
Kaynaklar
- Karl Marx. (2000). Yabancılaşma. Yayınevi: Sol yayınları. sf: 201.