Bu konuyu evrenimizdeki canlılar için değilde dünyamızdakı canlılar için konuşa biliriz. Çünkü henüz evrende dünyadan başka bir yerde canlıların olup olmadığını kesin bir şekilde bilmiyoruz. Diyelim ki var, bu seferde onların da bizimki gibi, bizlerle aynı organlara sahip olduğunu bile bilmiyoruz. Bunun içinde dönelim kendi dünyamıza. Diyelim ki dünyada şuanda evrimleşmekte olan kuşlar var. Kuşların bizden farklı olarak kanatları var, bizim ise ellerimiz. Demek ki eller ve ya diğer dış organlarımız canlıları zeki olmağa doğru tam olarak taşımıyor. O zaman geçelim bu seferde iç organlarımıza. İç organlarımızdan da bizim zeki olmağımıza hizmet eden organımız beyin. Demek ki bizim aradığımız sorunun cevabı beyinde olmalı. Şimdi beynimizi bir azda kurcalıyalım. Geçmişden günümüze insanların evriminde beyin yapısındakı en büyük değişkenlikler: beyin hacminin büyümesi ve beynin daha çok kıvrımlı olması. Size basit bir örnek: kirpi, köstebek gibi hayvanlar evcilleşmiyor. Nedeni ise beyinlerinde kıvrımların olmaması. Bir insanın beyni ne kadar kıvrımlıysa bu ona zeki olmak için +1 avantaj. O insan kendi üzerinde çalışarak diğerlerinden daha yüksek yerlere gide bilir. Yani demek istediğim şey diğer canlılardan zeki olmamızın sebebi beyin hacmimizin ve beyin kıvrımlarımızın sayının daha çok olması. Eğer ki dünyamızda olurda yeni bir canlı türü evrimleşmek, zeki olmak isterse onun da beyninin hacmi ve beyin kıvrımlarının sayı en az bizimki kadar olmalı. Bu dediğim şeyler işin biyolojik kısmı. Ama unutmayalım bizim daha zeki olmamızda sosyal faktörlerde büyük rol oynadı. En çokda emeğin rolu oldu. Yani üstde yazdığım beyin hacminin büyümesinde emeğin rolu sonsuz. Özetlemek gerekirse bir canlının bizim gibi zeki olması için ilk önce sosyalleşmesi lazım. Sonrada beyin yapısı en az bizimki gibi olmalı.