Uyaranlara her zaman "önyargı" sahibi olan insan için eleştiri, elbette eyleme geçmekten daha kolay olmuştur. Ancak şikayet edebilmek, sorunların düzeltilmesi için harekete geçmenin anahtarıdır. Bu yüzden "neler yapabiliriz?" sorusunu sorduğunuz için sizlere saygılarımı sunuyorum.
Konumuza gelecek olursak, güncel eğitim sisteminin öncelikle zayıf yönlerini ele almalıyım. Bunlar: eğitimin yönetimi, biçimleri ve koşullarıdır. Eğitim veren kurumların tek bir yerden yönetilmesi, Türkiye Devleti'nin kuruluşundan beri süregelen bir karardı. Ancak günümüzde müfredatın sürekli değiştirilmesi, bireyler arasında ciddi farklar oluşturdu. Bir eğitimin adil olması elzemdir. Aynı zamanda, günümüzde denetimin zayıflığından kaynaklı olarak, öğrenci psikolojisinin etkilenmediği bir okul kalmamıştır.
Öğrencilere dayatılan konuların yanında seçim haklarına sahip olmamaları da cabasıdır. Özellikle seçmeli ders hakkının fazla olduğu yurtdışı okullarıyla kıyaslandığında, Türkiye’de öğrencinin özgürce seçebildiği ders sayısı neredeyse yok denecek kadar azdır. Ödül niteliği taşımayan belgelerle zorlandıkları bu eğitim sistemine, öğrenmeyi zayıflatan sınav baskısının da eklenmesi, öğrencinin yeterince başarılı olamadığında dopamin kaynaklı bir çöküşe girmesine neden olmaktadır. Ne yazık ki ne yönetim ne de yönetilen, bu çöküşe sürüklenirken ses çıkarma cesareti gösterememektedir.
Evrimin, sırf “laiklik” adı altında sunulan eğitim sistemine konulmaması, ülkenin eğitim sisteminde ne denli bir geri kalmışlık yaşadığını açıkça gösterir. Ne öğrendiğinden habersiz, bilinçsiz ve sadece sözde başarılı olmaya zorlanan milyonlarca eğitim çağındaki gencin önüne konulan bu sistemin değişmesi kesin bir gerekliliktir. Dersler konusunda özgür iradenin sağlanması dahi eğitimin kalitesini büyük ölçüde artırır.
Düzenlemenin nasıl olması gerektiğini toparlamam gerekirse; sistem, öğrencide uzun vadede dopamin çöküşüne sebep olmayacak şekilde düzenlenmeli; öğrenciler özgür iradeyle seçmeli ders hakkına sahip olmalı; çağın gerisinde kalınmamalı; beden eğitimi gibi dersler sadece top oynatmak değil, gerçekten bir eğitim haline getirilmelidir. Eğitim özel sektöre teslim edilerek insanların eşit koşullarda sınanması engellenmemeli; yönetime boyun eğen, susmak zorunda bırakılan bireyler yetiştirmek yerine, söz hakkı sahibi öğrenciler yetiştirilmelidir. Zorlu sınavlara rağmen aldıkları belgelerin hayatlarında işlevsiz olması ve buna rağmen bu belgelerin hayatlarından daha önemliymiş gibi lanse edilmesi de sona ermelidir.[1]
Kısacası, fark edeceksiniz ki sorun ne eksik bulmakta ne de çözüm üretmektedir. Çözüm; elbise değiştirir gibi müfredat değiştirmekte ya da zorunlu eğitimi azaltmakta değil, eğitimi temelden doğru bir şekilde yeniden düşünmekle başlamalıdır.
Kaynaklar
- artisertifika. İyi Bir Eğitim Nasıl Olmalıdır ?. Alındığı Tarih: 16 Mayıs 2025. Alındığı Yer: artisertifika | Arşiv Bağlantısı