Dil, yaşamla kurduğu temsiliyet
ilişkisi üzerinden her tür tecrübenin hâkimiyetini kendinde tutarak, ideoloji gibi semboller
üzerinden yaşamı kurgular. Dil, algıya da müdahale ederek, düşünce biçimini oluşturur ve yaşamın
Tüm Reklamları Kapat
denetleyicisi haline gelir. Varlığın yalnızca evi değil hapishanesine de dönüşür. Her tür tecrübenin
dilin etkisi altında tutularak sembolleşmesi ve doğrudanlığa müdahale edilmesiyle düşünce ve yaşam
üzerinde bir baskı unsuru haline gelir.
Söz merkezci anlayışa karşı çıkan Derrida’ya göre söz merkezcilik, özneyi dilin dışında tutarak dilsel
Tüm Reklamları Kapat
ilkeler üzerinden geleneğini kurmuştur. Söz merkezcilik yaşamı dil üzerinden kurgular ve yaşamın
olanağını özneden alır.