Öncelikle tarih öğrenmek size geleceği tahmin etme becerisi vermez, Tarih ufkumuzu genişletip bize hayatı farklı bakış açılarından bakma yeteneği kazandırır. Gelecek kaotiktir, öngörülemezdir.En bilgili olanlar bile gelecek hakkında çok mütevazi ve çekimser konuşmalıdır
Tamamen sohbet ediyoruz, neredeyse hiç bir işe yarar dayanağımızın yok gibi gerçekleri kabul edersek bu tahmin üzerine bir kaç şey söyleyebiliriz .
Ben anarşiden ziyade , daha az özgür , daha despot bir dünya düzeni öngörüyorum geleceğe dair .
Tarihe bakarak ortaya attığım bu fikrimin dayanak noktası ise geç antik çağ ve erken orta çağda Avrupada yaşanan tarihi süreç
Antik çağın sonlarında Avrupaya, Kuzey Afrikaya , Anadoluya ve daha pek çok yere hükmeden devasa Roma İmparatorluğu çok sayıda küçük kuzey kabilesinin saldırısı altındaydı ,İmparatorluk bu devasa toprakları savunmak, şehirlerde asayişi sağlamak ve vatandaşının can güvenliğini sağlamaktan aciz durumdaydı.
Uzun süren savaşlar sonucu ortaya çıkan orduyu besleme ihtiyacı, kaynakların şehircilik, sosyal etkinlikler, halka gıda temini , sivil bürokrasi gibi işlerden alınarak savunma için harcanması buna bağlı olarak şehirilerin bakımsızlaşıp , yağma ve istilalar ile kullanılamaz hale gelmesine , vatandaşların yiyecek bulmaz hale düşmesine neden olmuştur.
Bunun sonucunda zaten itibarsızlaşan merkezi otorite zayıflamış , vatandaşlar Roma imparatorluğunun kendilerinin temel ihtiyaçlarını karşılayamayacağını anlamışlardır.
Ve evet kısa bir dönem anarşi olmuştur. Ama Tarihe bakarak söyleyebilirim ki anaraşi asla kalıcı olmaz insanoğlu güce düşkündür, bir otorite yıkılınca her zaman yerine yenileri kurulmuştur tarih bize bunu gösteriyor .
İşte tam da o zamanda , görkemli Romanın sallanıp , vatandaşlarını istila, toplumsal şiddet ve açılıktan koruyamaz hale geldiği o günlere yeni bir dünya düzeni oluşmaya başladı.
Devletten umudu kesen , düzen ve refah içinde yaşamaya alışmış medeni Roma halkı barbar istilalarından korunmak ve yiyecek bir lokma ekmek bulabilmek için SENYÖR denilen birtakım varlıklı ,toprak sahiplerine sığınmışlardır.
Geniş topraklara ve etrafı surlarla çevrili kalelere ve tabi bu kaleleri koruyacak silahlı adamlara sahip bu Toprak Ağaları en başta çok zengin değillerdi belki bir nevi Mafyavari bir güce ve organizasyon yeteneğine sahiplerdi.
Senyörler O kargaşa döneminde bulundukları yeri, şehirlerini , eski hayatlarını can korkusuyla terk eden aç kalabalıkları Kendi Büyük Topraklarına yerleştirdiler. Burada onları yüksek duvarlı kaleleri ve silahlı adamları ile dış dünyadan korudu, yetiştirdikleri mahsülün 10 da 8 ine O bölgenin Senyörü olarak el koymanın karşılığında onlara karınlarını doyurma şansı verdiler.
Sonuçta Devasa Roma İmparatorluğu yıkıldı, Ve bu Senyörlerde korkunç bir zenginliğe ve güce sahip oldu , İlkçağ bitti ve OrtaÇağ başladı demokrasi, bilim, sanat ve benzeri özgürlükler uzun bir süre rafa kalktı ,Yerini Baskıcı Ortaçağ Dünyası aldı.
Senyörler bir zamanlar insanların yaşamak için muhtaç oldukları kişiler olmaları sebebiyle uzun süre Otorite oldular .
Sonra bu otorite kemikleşti ve yıkılması yüzyıllar aldı.
Sonuçta devletin vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmesi kısa süreli anarşiye yol açmış , sonra bu ihtiyaçları karşılayabilecek alternatif güçler Devletin yerini doldurmuş ve tekrar asayişi sağlamışlardır. Bunun sonucunda da demokrasiler askıya alınmış ve eskiye göre daha Despot bir düzen gelmiştir.
Tarihe bakıp düşünürsek eğer bu günün devletleri asayişi sağlayamaz hale gelirse , bu vazifeye talip olup BU DEVRİN SENYÖRLERİ olacak olanlar kimlerdir dersiniz?
Çok uluslu şirketler mi?
BM gibi uluslararası organizasyonlar mı?
Yoksa Tıpkı Derebeyleri gibi yerel güçler mi?
Şüphesiz ki bilmiyoruz. Tarihe bakarak söyleyebileceğimiz tek şey geleceğin öngörülemez ve süprizlerle dolu olduğu .