Güzel bir haber: Cevabımız evet!
Çikolatanın öyküsü sıcak ve nemli Amazon ormanlarında başlıyor.
Aztekler Kakao çekirdeklerini öğütütüp toz haline getirdikten sonra bu tozu derin bir kap içinde su, çeşitli baharatlar ve kırmızı biber ile karıştırarak çikolata adı verilen bir içecek hazırlıyorlardı. Çok sağlıklı olan çikolatadan bir fincan içen kişi ne kadar uzun mesafelere yürürse yürüsün, başka hiçbir şey yemeksizin tüm bir gün boyunca yoluna devam edebilirdi. Bu nedenle savaşta askerlere içirilirdi. Azteklerin tanrıların içkisi olarak niteledikleri çikolatayı sadece kutsal ve keyif verici bir içecek olarak değil, aynı zamanda zihinsel ve fiziksel rahatsızlıkları hafifletici olarak kullandıklarını gözlemlemişlerdir. Aztekler çikolatayı her türlü hastalığa karşı kullanmışlardır.
Tarihte çikolata genellikle majik ve mistik olarak görülüyordu. Avrupalılar 17. yüzyıl ortasından 20. yüzyıla kadar çikolatanın sağlıklı özelliklerini övmüşlerdir. 20. yüzyıla kadar çikolatanın sağlığa faydaları tüm Avrupa’da kabul edilmiştir. 20. yüzyıla gelindiğinde özellikle ABD'de sadece kalori ve yağ veren besleyici değeri olmayan bir besin olarak görülmüştür. Son 15-20 yıldır yapılan araştırmalar ve klinik çalışmalar bunun tam tersini kanıtlamaktadır.
Çikolatada ksantin türevleri: Teobromin : 100 g’da 500 mg, Kafein : 100 g’da 70 mg
• Flavanoitler: Kateşinler, Epikateşinler, Prosiyanidinler bulunmaktadır. Siyah çikolata polifenoller bakımından daha zengindir.
Çikolata,
- Kan basıncını düşürür
- Kanda HDL (iyi) kolesterol seviyesini yükseltir
- Kardiovasküler hastalıklara karşı koruyucudur
- Platelet aktivasyonu ve fonksiyonu üzerinde inhibitör etki gösterir
- Antienflamatuar etkisi vardır
- Kavrama performansını ve beyin kan akışını stimüle eder
- Antidepresandır
- Yüksek antioksidan etkisi vardır