Cahil Özgüveni Bilgisizlikten Gelir. Ötesi de var!
Bu, tıpkı sınav öncesi sınava iyi hazırlananın “ya başaramazsam” şeklinde duyduğu kaygıya karşılık, hiç hazırlanmayanın rahatlığına benzer.
Bilgimiz arttıkça ötesine (yeni odalara) açılan kapılar hep daha geniş olur ve bizler göreli olarak arkadaki dar odaya değil açılan daha geniş odaya bakarak ne kadar cahil olduğumuzu idrak eder ve yeni odayı da bilgi ile doldurmak üzere öğrenmeye yelken açarız. Bunun adı bilge cehaletidir.
Ancak gerçek cahil tüm ömrünü ilk var olduğu dar odada veya azami bir sonraki odada geçirir. Haliyle bu ilk iki oda sadece olağan günlük , hayatta kalmaya ve üremeye yönelik temel genetik kod bilgileri ile bile dolar. İşte gerçek cahile her şeyi biliyor ve her şeye vakıfmışçasına cesareti veren bu doluluk hissidir.
Ancak daha da ötesi var ki adı ahmak olan…
SKALA
Bilgiç, bilir bilmediğini
Bilgin, sarılır bildiğine
Bilge: “ben ne kadar cahilim” der
Cahil, hayrandır bilgeliğine
Bir de ahmak’ı vardır bu skalanın
Ne bilir
Ne öğrenir
Ne de fırsat tanır ötekine…
Sevgiyle…
Kaynaklar
- Boguslavski-Karpuşin-Rakitov. (1994). Diyalektik Ve Tarihsel Materyalizmin Abecesi. Yayınevi: Sol yayınları. sf: 336.
- Georges Politzer. (2012). Felsefenin Başlangiç İlkeleri. Yayınevi: Sol yayınları. sf: 208.