Tarihte pek çok devlet hem siyasi hem askeri hemde ekonomik olarak birbirinden güçlü medeniyetler ve uygarlıklar olarak sahnede yerini almışlardır.
Lakin öyle devletler gelip geçmiştirki döneminde tüm coğrafyayı kasıp kavurmuş diğer uygarlıklara diz çöktürmüştür. Bu sormuş olduğunuz soru itibariyle çağının en güçlü devletlerini kronolojik olarak sizlere derledim. Sağlıcakla kalınız.
İlk Çağ
Sümerler; Sümerler tarih sahnesine Obeyd kültürünün ardılları olduğu pek çok arkeolojik kazılarda ve tarih kaynaklarında geçmektedir. Sümerler bilinen en eski devlet olduğunu pek çok araştırmacı tarafından kabul görmektedir. Kurmuş oldukları 3700 küsür senelik uygarlıkları ile coğrafyalarında söz sahipleri olmuşlardır. İlk şehirleşmeden sonra yazının keşfi ile birlikte; askeri, mimari ve siyasi olarak coğrafyanın tek söz sahibi olmuşlardır. Sümerler’in günümüzde dahi kullanılan ve günümüz teknolojisinin temellerini atan yenilik ve icatları ile nedenli güçlü ve büyük bir uygarlık olduklarını gözler önüne sermektedir.
Mısırlılar Eski Krallık Dönemi; Mısırlıların, günümüzde popüler kültürün etkisindeki Firavun motifleri, kurtbaşlı insan motifleri gibi görsellerle akıllarımıza yer edinmiş Antik Mısır, işte bu dönem olan Eski Krallık Dönemi’dir. Tarihçiler arasında Altın çağı olarak adlandırılan Dördüncü Hanedan dönemi günümüze dek varlığını sürdürmüş Keops piramidi, Sfenks ve Khafra gibi pek çok piramit inşaası bu dönemde yaptırılmıştır. Tıp alanında, simyacılıkta, astrolojide, matematikte olmak üzere pek çok alanda tarihe bilgiler sunmuşlardır. Sümerler ile girdikleri ara ara mücadeleleri duvar hiyerogliflerine işlemişlerdir.
Antik Çin; Üç Hanedanlık dönemlerinde Güney ve Kuzeyi kapsayan Çin yarımadasında egemenliklerini kurmuşlardır. Günümüz Çin, Kore, Vietnam, Tayland gibi Güney Asya bölgesinin atası oldukları kabul edilir. Antik Çin döneminde, sanat, kültür ve felsefe, bilime ve teknolojiye çok fazla katkıları olmuştur. Konfüçyüs, Laozi gibi filozoflar çıkmış felsefe tarihine pek çok katkılarda bulunmuşlardır. Askeri sistametikleri geliştirmişler rütbelere ayırmışlardır. Kağıdı bularak siyasi ve teknolojiyi ellerinde bulundurmuşlardır.
Babiller; 1300 küsür yıllık geçmişleri ile tarihi baştan yazmışlardır desek yeridir. Siyasi, ekonomik, politik, kültürel ve askeri olarak pek çok alanda Babiller dönemin en güçlü devletleri konumundaydılar. İnşaa ettikleri mimari yapılar ile dönemin tarihçilerin övgülerine konu olmuşlardır. Kurdukları askeri birlik ve stratejileri ile civar uygarlık ve medeniyetleri ele geçirmişler ve toprak bütünlüğünü ellerinde bulundurmuşlardır. Bu izledikleri politika ile dönemin en güçlü ve zengin devleti konumuna gelmişlerdir.
Orta Çağ
Doğu Roma İmparatorluğu; Bizans olarakta bilinen Roma imparatorluğu Orta Çağ’döneminde özellikle askeri olarak çok güçlü bir devlet konumundaydılar. Zira askeri orduları genellikle Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden olan paralı ve karma bir ordu düzenine sahiplerdi. Türklerin Anadoluya gelmeleri ile birlikte düzenli orduya sahip olamamalarından dolayı ekonomik açıdan çökmüşler ve yıkılmaktan kaçamamışlarıdır. Roma Cumhuriyeti’nin ardılları olmalarından dolayı çok geniş ve zengin bir kültere sahip olmaları pek çok bilim insanında tarihe adım atmalarını sağlamıştır. Mimari açıdan çok zengin olan Bizans, eğitim alanında Antik Yunan eğitimini temel eğetim olarak benimsemişlerdir bu eğitim sistemi ile beraber milliyetçilik akımı halk arasında fazla yaygın olduğu tarihçiler kaydetmişlerdir.
Abbasiler; Abbasiler, Orta Çağ döneminin başlarında Müslüman Devleti’nin genişlemesiyle kurulmuş en büyük İslam Devletleri’nden birtanesidir. Savaşlarda ve İslamı benimseyen pek çok devlet ve erkanların desteklerini almalarından dolayı Orta Çağı’ın başlarında hızla zengin bir devlet konumuna yükselmişlerdir. Abbasilerin askeri açıdan ilerleyişleri ve fetih hareketleri ile Bizanslıları uzun yıllar boyunca Anadolu içlerine kadar hakimiyetlerini sağlamışlardır. Abbasilerin en büyük etkileri toprak bütünlüğünü korumak ve Halife olarak diğer İslam Devletleri ile ilişkiler geliştirerek arka planda büyük söz sahibi olmalarıdır. Birçok İslam ve pek çok tarihçilere göre günümüz istihbarat teşkilatlarının köklü temellerini Abbasiler tarafından atıldığını desteklemektedirler.
Tapınak Şövalyeleri; Orta Çağın en güçlü birlikleriydiler. Haçlı Seferleri’nin öncü askerlerinden oluşmaktaydılar 14. yüzyılın başlarına kadar faaliyet gösteren Tapınakçılar asıl amaçlarının Kudüs ve Hristiyanlığı korumak için 9 Şövalyenin bir araya gelerek kurmuş oldukları bir tarikattır. 12. ve 14. yüzyılın başlarına kadar pek çok Hristiyan devletlerin para karşılığı ordusunda bulundurmuş sayısız savaşlarda orduda bulunmuşlardır. Tarikatın askeri kanadından ziyade Avrupa ve Kutsal Topraklarda birçok mevzi inşa eden, tarikat mensupları bankacılık ve para transferinin ilkel formunu bularak Hristiyan hacılara büyük kolaylıklar sağlamışlardır. Avrupa’nın ilk bankacılarıydılar. Paranın bir Tapınak evine yatırılıp başka birinden çekilebildiği bir kredi mektupları sistemi geliştirdiler. Böylece yatırılan paralar Tapınakçılar’ın sağlam binalarında güvence altında tutluyordu. Avrupa’da, Paris Tapınağı’nın görkemli binası ilk finans merkezleriydi. Bu banka sistemini geliştirdiklerinden dolayı kısa sürede Avrupa ve Orta Doğu coğrafyasında hızla ün kazanmış ve dönemin pek çok devletinden büyük sermayeler elde ederek etmişlerdir.
Moğollar; Cengiz Han’ın, Orta Asya bozkırlarında dağınık hâlde bulunan Türk-Moğol hanlık ve beylikleri tek çatı altında toplayarak bir devlet kurmasından sonra, özellikle feth ettikleri toprakları yönetmekten çok işgal ve yağma politikası ile hızla genişleyip Devlet Hazinesini dönemin tarihçilerin anlatılarına göre 10 saraya sığamayacak kadar tabiri ile abartılıda olsa anlatmışlardır. Moğollar’ın sistematik bir askeri birliği olmadığı gurplar halinde dönemin en büyük ordularına sahip oldukları tarihi kaynakta geçmektedir. Moğollar, işgal ettikleri toprak ve devletlerde büyük söz sahibi olmuşlardır. Özellikle düşman devletlerin iç siyasetine karışıp ve hatta kendilerini destekleyen Kralları tahtta çıkardıkları bile olmuştur. Bu nedenle Orta Çağın bir döneminin en güçlü devleti olmuşlardır.
Mali İmparatorluğu; Batı Afrika’da bulunan bir İmparatorluktur. 13. ve 17. yüzyıllara kadar Batı Afrika’da hüküm sürmüşlerdir. 1230’da kurulmasından sonra yöneticilerinin zenginliği ile özellikle Mansa Musa zamanında ünlü olmuşlardır. Mansa Musa iktirada geldiğinde imparatorluk Sahra Altı Afrika’nın altın, tuz, fildişi, kola fındığı ve köle ticaretinin merkezi olmasından dolayı devrin en zengin ülkesi konumuna gelmişlerdir. Öyle ki Mansa Musa’nın Hac ziyareti sırasında gidişte ve dönüşünde, geçtiği tüm; köy, kasaba, belde, şehir ve hatta obalar da dahil herkese kese kese altınlar dağıttığı söylenir.
Yeni Çağ
Osmanlı İmparatorluğu; Fatih Sultan Mehmed’in, İstanbul’u feth etmesinden sonra hızla; sosyo-ekonomik, politik, siyaset alanlarında gelişme sağlamış ve hızla yükselişe doğru altın çağlarına doğru yükselişe geçmiştir. Sultan Mehmed’ten sonra tarih sahnesine torunu Yavuz Sultan Selim geçince Doğu aralıklı seferlerler düzenleyerek 8 yıl içinde tüm Orta Doğu ve Arabistan yarımadasını, Mısır ve Cezayir olmak üzere Kuzey Afrika’yı hükmetmişlerdir. Mısırdan ve Arabistan’dan getirilen emanetler ile hazinede dönemin en zengin ülkesi konumuna gelmiş ve bu zenginlikler ile devrin son teknolojisini elinde bulundurarak askeri alanda da Avrupa’dan bir hayli ilerisinde olmuşlardır. Sultan Süleymandan sonra iç siyasetin bozulmasıyla yavaş yavaş çöküşün eşiğine doğru ilerlemişlerdir.
Hollanda ve Portekiz İmpratorlukları; Amerika kıtasının keşfedilmesinden sonra sömürgeleştirmenin ilk adımını atan ülkeler olan Hollanda ve Portekiz sayısız çıkarma ve donanmalar ile Kuzey ve Güney Amerika kıtasının neredeyse tüm kıyı şeritlerine donanma çıkarmış ve dönemin Mezoamerika uygarlıklarının tamımını sömürgeleştirip işgal etmişlerdir. Sayısız insanları Avrupa’da köleleştirerek köle tüccarlığı yapmışlar ve kısa zaman içinde Avrupa’nın en zengin ülkeleri konumuna gelmişlerdir.
Yakın Çağ ve (Günümüz)
Fransa İhtilali’nin öncesinde Yeni Çağ Rönesansından sonra hızla gelişen sanayi ile Avrupa yükselişe geçerken, Orta doğu ve Asya ülkeleri Avrupa’nın hızına ayak uyduramamış ve bir hayli gerisinde kalarak Avrupa’nın yükselişini gözleriyle seyretmişlerdir. Dönem dönem Avrupa kendi aralarında bir yükselişe bir düşüşe geçselerde günümüze kadar Yakın Çağ’da pek çok zengin ve güçlü devletler ortaya çıkmıştır.
Fransa; Fransa İmparatorluğu ile başlayan süreçte işgalden işgale koşan Fransa başta Afrika olmak üzere pek çok devleti vasal haline getirerek ticarette büyük ölçüde söz sahibi olmuş ve günümüze kadar hem askeri hemde ekonomik olarak bir hayli güçlü bir devlet konumundadır.
Alman İmparatorluğu ve Nazi Almanyası; Kutal Roma Germen İmparatorluğu’nun, 11. yüzyılda Avrupa’da yükselişi ile Avrupa ticaretinin çoğunu elinde bulundurmasından dolayı zenginleşmiş ve 19. yüzyılın başlarında pek çok hanedanlığa bölünmesiyle beraber ardılları arasında bölünmüştü. Alman İmparatorluğu çatısı altında bir araya gelmeleriyle ticaret ağını genişletmiş ve özellikle askeri reformlar ile beraber pek çok dönemin önemli devletleriyle diplomasi antlaşmalar yaparak kısa sürede güçlerine güç katmışlardır. II. Dünya savaşı patlak vermesinden sonra Nazi partisi Almanya Cumhuriyeti’nin başına geçmesi ile beraber hızla yükselen teknolojileriyle araştırmalar yapılmış ve pek çok Avrupa ülkelerini işgal etmişlerdir 20. yüzyılın en güçlü ülkesi konumana gelmişlerdir.
Britanya ve İngiltere; Üzerinde güneş batmayan imparatorluk, tarihin toprak bütünü olmadan en çok km2 ye sahip ülkesi olma şerefini göstermişlerdir. Uyguladıkları sert politika ve reformlar ile Avrupa, Asya, Avustralya, Hindistan, Afrika, Amerika gibi pek çok ülkeyi işgal ederek ekonomide büyük söz sahibi olmuşlardır. I. Dünya savaşını kazanmasıyla Dünya siyasetinde söz sahibi olmuşlar devamında II. Dünya savaşıyla silah ticaretiyle ekonomilerini katlamışlardır. Günümüzde bir çok komplo teorisyenlerince hâlâ Dünya’yı yönettikleri düşünülmektedir.
Soveyetler Biriliği ve Rusya Federasyonu; I. Dünya savaşından sonra Rusya İmparatorluğu’ndan kalan güç ve kudret ile kurulan Sovyetler Birliği, özellikle II. Dünya savaşında Orta Asya ve Doğu Avrupa’nın tamamını işgal ederek yer altı zenginliklerini ellerinde tutmuşlardır. Kominst rejimli tek partili devlet olmasından dolayı elde edilen tüm ekonomik gelirler devletin hazinesinde saklanmış, Sovyetler Birliği bundan istinaden II. Dünya Savaşından sonra ABD ile beraber Soğuk Savaş dönemine girmiş ve Dünya çapında en güçlü ülke olma konumuna kadar gelmişlerdir. Ardılları olan Rusya Federasyonu ile günümüzde Soveyetler’in gücünü elinde bulundurmaya devem etmektedir. İşgal edilen bölgelere özerklik ve bağımsızlık tanınmış olsada hâlâ yer altı zenginlikleri Rusya kontrolünde çıkmaya devam etmektedir.
Amerika Birleşik Devletleri; Amerika İç Savaşından sonra resmen devlet haline gelen Amerika, I. Dünya savaşıyla birlikte izleyici bir rol üstlenerek savaşta olan Avrupa ülkelerine yüksek miktarda mühimmat satarak savaşı olabildiğince uzun tutmaya çalışarak silah ticaretinde büyük söz sahibi olmuşlardır. Silah ticaretinden kazanılan para ile üretime, eğitime ve sanayiye ciddi oranda destek sağlayıp Avrupa’dan pek çok iş insanı, bilim insanını ülke topraklarına çekmiş çeşitli üretimler ile uluslararası arenada Fransa, İtalya, Rusya, Almanya, İspanya gibi büyük dev ülkelerinin arasında olmuşlardır. II. Dünya savaşının çıkması ile beraber İngilizlerle beraber hem savaş alanındaki ticareti hemde savaş üstünlüğünü elinde bulundurarak nükleer gücünde kendisinde olduğunu kanıtlamış ve Dünya’nın en güçlü ülkesi olma konumuna gelmişlerdir.
Çin; Dünya süpergücü denildiğinde belkide en sıklıkla ismini saydığımız Çin özellikle nüfus açısından insan gücünü elinde bulunduran engüçlü devlet olarak tarihte yerini hiçbirzaman kimseye teslim etmemiştir. İnsan gücünün elinde olduğunu bilen Çin, kültürel etkisinin nedenleride olacaktırki üretimde adeta Dünya’da tek ülke konumundadır. Pek çok zengin ülkeye beyingöçü göndererek gelişmelerinde olanak sağlamış ilerleyen zamanlarda kendi ülkelerine dönmesi için teşfiklerde bulunarak ülke ekonomisine katkıda bulunması amaçlanmıştır. Askeri anlamda ençok hazırda bulunan asker sayısıda yine Çin Devleti en önde gelmektedir. Savunma ve donanma sanayilerine yaptıkları son dönemlerdeki yatırımlarla Dünya askeri arenasında Rusya’yıda sollamış ve yavaş yavaş süpergüç olma konumuna geçmeye hazırlanmaştır.
Japonya; II. Dünya savaşından sonra yerle bir olup, ABD desteğiyle Marshall Planı benzeri yardımlar ve fonlar alarak, Sovyetler tehdidine karşı ekonomik olarak güçlendirilmek istenmiştir. Alınan ekonomik desteklerle beraber iç siyasette halkın desteğiyle beraber eğitime ve Ar-Ge’ye yatırımlar yapılmış, çalışkan halkın disiplinli ve eğitimliliği sayesindede kısa sürede anka kuşu misali küllerinden yeniden doğup ekonomik güç haline gelmişlerdir. İhracata dayalı ekonomi stratejisiyle hem devlet kazanmış hemde halkı kazanarak Dünya’nın güçlü devletleri arasında yerini almıştır.
Günümüzde bu sayılan devletler arasına son 10-15 yıla bakılarak eklenebilecek ülkelerde mevcuttur;
Hindistan; İnsan gücü ve ekonomisi ile
Güney Kore; Japonya’nın ekonomi stratejisini uygulayarak ekonomide bir hayli zenginleşmişlerdir. Suudi Arabistan; petrol zenginliği ile ekonomik ve askeri olarak öenmli bir konumdalar.
Birleşik Krallık; son teknolojik gelişimler ile ekonomide ve sanayide büyük söz sahibidirler.
Kaynaklar
- M. A. Kaya. (2018). İlk Çağ Tarihi Ve Uygarlığı. ISBN: 9786059521390. Yayınevi: Bilge Kültür Sanat Yayınevi.
- H. G. Wells. (2022). Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 1. ISBN: 9786056758195. Yayınevi: Mitra.
- H. G. Wells. (2022). Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 2. ISBN: 9786057092168. Yayınevi: Mitra Yayınları.
- H. G. Wells. (2022). Ana Hatlarıyla Dünya Tarihi - 3. Yayınevi: Mitra Yayınları.
- M. Bennett. (2011). Dünya Savaş Tarihi I: Ortaçağ, 500-1500. ISBN: 9786051143989. Yayınevi: Timaş Yayınları.
- C. Jörgensen. (2011). Dünya Savaş Tarihi 2: Erken Modern Çağ 1500-1763. ISBN: 9786051144375. Yayınevi: Timaş Yayınları.
- R. B. Bruce. (2011). Dünya Savaş Tarihi - İmparatorluk Çağı ( 1776-1914). ISBN: 9786051144863.
- F. Armaoğlu. (2018). 20. Yüzyıl Siyasi Tarihi (1914 - 1995). ISBN: 9789752430280. Yayınevi: Kronik Kitap.