Üstünkörü bir şekilde düşünüldüğünde bu fikir, teorik olarak mantıklı gibi görünse de pratikte büyük sorunlar doğuracaktır.
İlk olarak sormamız gereken soru şu: Depremi gerçekten "kontrollü" bir şekilde tetiklemek mümkün mü? Açıkçası günümüz teknolojisiyle büyük bir fay hattını kontrollü bir şekilde kırmak mümkün değil gibi görünüyor. Sismik boşalmanın nasıl ilerleyeceğini tam olarak tahmin edemeyiz ve beklenenden çok daha büyük yıkımlara sebep olabilir. Dolayısıyla sonuç beklenildiği gibi değil öngörülemez olacaktır. Diyelim ki bir şekilde kontrol edebileceğiz. Bu sefer de sorunumuz İstanbul'un tahliyesi olacaktır. İstanbul gibi milyonlarca insanın yaşadığı ve ülke için hem ekonomik hem de lojistik anlamda merkezi bir konuma sahip olan bir şehri tamamen boşaltmak çok zor olacaktır. Böyle bir tahliyeyi yapmaya kalkışmak lojistik ve ekonomik açıdan bir felaket olur. Ayrıca, şehrin boşaltımının gerçekleştiği sürede deprem kendiliğinden de gerçekleşebilir. Bu yaşanırsa sorun daha da büyüyecektir.
Ekonomiyi bir kenara bırakalım ve bombaları yerleştirelim: İstanbul'u kurtarma yıkımını gerçekleştirecek bir depremi yaratmak için gerekli olan büyük bir patlama, sadece fay hattını kırmakla kalmaz, çevresindeki fayları da etkileyerek daha büyük depremleri tetikleyebilir. Bu da depremin İstanbul'la sınırlı kalmayıp dış çevreyi de etkileyerek bölgesel bir afete dönüşebileceği anlamına gelir. Ayrıca çevresel etkiler (tsunami, gaz çıkışları vb.) de kontrol edilemez hale gelebilir. Bu yüzden faya böylesine müdahale etmek çok ama çok riskli bir faaliyet olacaktır. Aslında depremi yapay olarak tetiklemek mümkün evet ama bahsettiğim bu kontrol edilemezliği nedeniyle doğrudan insan hayatını ve ekosistemi riske atan bir konuma sahip. Böyle bir eylem uluslararası hukuka da aykırı olacağından hem yasal olmayacak hem de etik sınırlarını aşacaktır.
Kısacası, teoride ilginç bir fikir olsa da pratiğe döküldüğünde olası riskleri tahmin etmek ve yönetmek imkânsız hale gelir. Bunun gibi bir felaket planı yerine İstanbul'u depreme daha dayanıklı hale getirmek en mantıklı çözüm olacaktır. Ama ne yazık ki yıllardır önlem alınmadığı gibi gelecekte de ciddi bir adım atılacağı şüpheli. Zaten bu yüzden İstanbul şu an kaçınılmaz bir felakete doğru sürükleniyor. Geri dönüşü olmayan bir intihar senaryosunun tam ortasındayız ve bu felaketin eşiğinde, çaresizce seyretmekten başka bir şey de yapmıyoruz.
Ölüme giden bir kafile ve ne yapsalar nafile...