Blockchain teknolojisi ile. Blokzincir teknolojisi, dijital ortamdaki işlemlerin özgünlüğünü garanti etmeyi sağlayan kriptografik ve bilgisayar bilimsel bir teknoloji.
Genellikle kriptoparalar ile ilişkilendirilen blokzincir (İng: "blockchain") teknolojisi, aslında özünde üçüncü bir kişiye ihtiyaç duymaksızın, iki kişi arasında dijital güveni sağlayabilmeyi sağlayan, bunu yaparken aynı zamanda diğer herkesin de bu iki kişi arasındaki güveni onaylamasını sağlayan bir teknolojik atılımdır. Bu güven, halihazırda internete bağlanırken veya kredi kartınızla alışveriş yaparken sizi koruyan kriptografik (şifrebilimsel) yöntemler üzerine inşa edilir.
Ancak blokzincir teknolojisinde, sıradan kriptografik uygulamalara ek olarak, Dünya'nın dört bir yanına dağıtılmış bilgisayarlarda depolanan ve blokzincirin özgünlüğünü takip ettiği şey her neyse (bu bir kriptopara olabilir veya bu yazımızın konusu olacak şekilde, dijital sanat eserleri de olabilir), onun o anki sahibini ve o anki sahibine ulaşana kadar kat ettiği bütün yolları takip eden "muhasebe/kayıt defterleri" (İng: "ledger") vardır. Bu defterler tek bir merkezde toplanmadığı için, hiçbir tekil art niyetli kişi bu defterleri kendi kötü emelleri doğrultusunda değiştiremez.
Tüm defterlerde, ilgili blokzincirin başlangıcındaki bloktan günümüze kadar olan bütün blokların bilgisi yer alır. Yani Apple firmasının bütün alım-satımlarına dair verilerin, sadece Apple'ın muhasebe departmanında değil, Çin'deki, Türkiye'deki, Brezilya'daki, Kanada'daki, Somali'deki bilgisayar kullanıcılarının her birinde bulunduğunu ve Apple'ın sadece kendi muhasebe departmanına değil, tüm bu dağıtık ve emelleri birbiriyle çatışan kullanıcıların ortak görüşüne güvendiğini düşünün.
Elbette, bu örnekte "Bu saydığın kişiler birleşip Apple'ın muhasebesini alt üst edebilir!" diye düşünebilirsiniz. Ancak bu şekilde 3-5 değil, on binlerce ve hatta yüz binlerce taraf olduğunu hayal edin. Bunların hepsinin belirli bir davranışı sergilemesini (mesela bir yerde buluşmasını) sağlamak bile pratikte imkânsızdır; kaldı ki emellerini ortak bir hedefe odaklayabilsinler ve eş zamanlı olarak hareket edebilsinler... Dahası, çözülmesi zor kriptografik problemler sayesinde, tek bir tarafın blokzinciri sistematik bir şekilde manipüle etmesi de tamamen engellenmektedir.
Üstelik 2010 yılından beri blokzincir teknolojisi üzerinde birçok geliştirme yapılmıştır; burada anlattığımız temel "işlem kanıtı" (İng: "proof of work", yani zor bir kriptografik problemi çözmeyi başarmanın taraflar arasındaki objektif güvenin temelini oluşturması) mantığının ötesinde birçok sistem geliştirilmiştir. Bunların detayları oldukça karmaşık olduğu için, burada girmiyoruz; ancak temelde, kredi kartlarınızı ve telefonlarınızı koruyan kriptografik algoritmaların, duygusal bir güven yerine objektif bir güven oluşturmakta kullanıldığını düşünebilirsiniz.
Özetle, blokzincir sayesinde "tarihte atılmış ilk tweet'e sahip olduğunu iddia eden" birinin, o dijital ürüne gerçekten de sahip olduğunu objektif olarak doğrulayabildiğimizi kabul ederseniz, bir tweet'in veya herhangi bir dijital ürünün gerçekten o anda kim tarafından satın alınmış olduğunu bilebileceğimizi görebilirsiniz. Bu durumda NFT'lerin bir anda ne kadar büyük değerler yaratabileceğini de fark edebilirsiniz.