Bilimin tek başına bu günlere gelmesi asla söz konusu olamazdı. Bütün disiplinler birbiriyle etkileşim içindedir ve böyle de olmalıdır. Bilimsel bakış açısı ve deneysel yaklaşımı vazgeçilmezdir. Ancak herşeyi sadece bilimle elde edemeyiz. Uzun zaman önce yaşlı bir adam gelip, kütlenin uzay zamanı büktüğünü söyleseydi bu bilimdışı olarak algılanırdı ve zaten öyle de oldu hatta tepki topladı. Bir kişi atom teorisini ortaya attığında resmen dalga geçildi. Yani bilimi gözlük olarak takarsak, sınırlı bir alanı görürüz. Bu nedenle bakış açımızı genişletmek, bilimin kendisinden daha önemlidir. (Hayal gücü bilgiden önemlidir) Gerçek bizim algımızla paralel olsaydı, bilime gerek kalmaz az bir çaba ile herşeyi öğrenirdik. Ancak bunca zaman yapılan bilimsel gözlem ve deneyler gösteriyor ki, tür olarak sahip olduğumuz donanım, gerçeği hemen anlamaya yetmiyor. Bu nedenle önce kendi bakış açımızı algımızı genişletmek bütünleştirmek zorundayız. Disiplinlerarası zihinler çoğalmalı. Herkes böyle olmalıdır demiyorum tabii ki. Sadece kendi dalında uzman olup başka konularda neredeyse hiçbir şey bilmeyen insanlar da lazım, farklı disiplinlerden aldığı bilgileri doğru bir bütünsellikle birleştirip anlamlı sonuçlar çıkaranlar da. Ancak sadece bilimsel verilere dayalı bir bakış açımız, Leonarda da vinci, Einstein, Tesla gibi insanları DELİ, bilim dışı algılamamıza neden olacaktır çağdaşı isek. Fütüristik, holistik bakış açıları bilime yön verme anlamında inanılmaz önemli. Bireysel anlamda da kendi bakış açımız bu yönlerden zenginleşmiş olmalı. Sadece felsefe değil, bütün disiplinlerin güncel üretimine ihtiyacımız var.