Bu iddialar yanlıştır.
Atatürk'ün ölümünden hemen sonra Başbakan Celal Bayar, Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak'a yeni cumhurbaşkanı seçimi ve yeni hükümetin kurulmasına kadar, "tahnit" işlemlerinin yapılması emrini vermiştir. Na'şın uzun süre bekleyebileceği düşünülerek, ciddi bir tahnit işlemi yapılmıştır. Atatürk'ün na'şı, tahnit işlemine başlanmadan önce o zaman İstanbul Üniversitesi ilahiyat öğretim üyelerinden olan Ord. Prof M. Şerafettin Yaltkaya'nın nezareti altında İslam ananesine uygun olarak "yıkanmış"tır.[1]
Bilindiği üzere Atatürk'ümüz, edebi istirahatgâhı olan Anıtkabir'e Kasım 1953'te - ölümünden 15 yıl sonra - defnedilmiştir. Bu süreçte de na'şı Etnografya Müzesi'nde kalmıştır. Yukarıdaki alıntıda anlatılan tahnit işlemi bunun için gereklidir.
Tahnit işlemi, mumyalamak demek değildir. Tahnit, ölünün bozulmaması için ilaçlamak demektir. Bu işlem yapılırken organ çıkarılma zorunluluğu yoktur. Mumyalama işleminde iç organlar çıkarılır ve ölünün ilâ-nihâye bozulmaması amaçlanır. Tahnit işleminde ise daha kısa süreli bir bozulmama amaçlanır.
Tüm Reklamları Kapat
Kaynaklar
- A. Güler. (2016). Atatürk Ve İslam. ISBN: 9786059350525. Yayınevi: Halk Kitabevi. sf: 150.