Antik Mısır ile ilgili arkeolojik buluntularda gümüşe nadiren rastlanmasının nedeni, bu bölgede altına kıyasla çok daha nadir bulunmasıydı. Altın, Mısır’da kolayca bulunabilen ve yakındaki madenlerden çıkarılabilen bir metalken, gümüş ithal edilmek zorundaydı. Gümüşün başlıca kaynakları Anadolu (günümüz Türkiye'si) veya Mezopotamya ile bağlantılı ticaret yollarıydı. Bu durum, gümüşü Mısır tarihinin erken dönemlerinde daha nadir ve daha değerli bir mal haline getirmiştir.
Ayrıca, Mısırlılar gümüşe "beyaz altın" adını vermiş, bu da onun ne kadar değerli ve kıymetli olduğunu vurgulamıştır. Ancak nadirliği ve elde edilmesinin zorluğu nedeniyle, gümüşün kullanımı sınırlıydı ve genellikle yüksek statülü kişiler, küçük objeler veya ticari amaçlar için ayrılmıştı. Zamanla, gümüşten yapılmış objeler genellikle eritilip yeniden kullanılmış, bu da günümüze ulaşan gümüş eşya sayısını daha da azaltmıştır.
Bir diğer faktör ise çevresel ve gömü koşullarıdır. Gümüş, altının aksine daha reaktiftir ve zamanla özellikle nem veya tuzların varlığında kararmaya ya da aşınmaya daha yatkındır. Gümüş tamamen gümüş okside dönüşüp kaybolmasa da, uzun süre sert koşullara maruz kalması gümüş eserlerin zarar görmesine veya kazılar sırasında tanımlanmasını zorlaştırmasına neden olabilir.