Bu, çok sık sorulan bir sorudur. Bizden az gelişmiş canlılar bizim farkımızda değil. Buna göre biz de, bizden çok daha gelişmiş canlıların farkında olmayabiliriz değil mi?
Bunun en makul cevabı şöyle: Bizden daha az gelişmiş canlılar, çevrelerini daha detaylı algılayabilme çabasında ya da yeterliliğinde değiller. Ancak biz, normalde görüp algılayamayacağımız çok sayıda veriyi alabilmek, bunları yorumlayabilmek ve bunlardan bir sonuç çıkarabilme becerisinde ve çabasındayız. Yani karıncalar teleskop ya da mikroskop yapmıyor. Kızılötesini görmeye çalışmıyorlar. Kütleçekimini keşfedip milyonlarca ışık yılı uzaklıktaki galaksilerin hareketlerini gözlemlemiyorlar bildiğimiz kadarı ile. Yani biz çığlak gözümüzle görebileceğimizin çok ötesini görebiliyoruz. Algı ve görüş kapasitemizi ölçeksiz miktarda arttırmış durumdayız. Buna göre, bizden çok daha gelişmiş ya da büyük canlılar var ise onları algılayabilmemiz gerekirdi. Bugün için medeniyetimizin gözlem gücü hâlen kısıtlı. Ama yine evrenin sınırlarına varan uzakıkları hatta milyarlarca yıl öncesine ait hâlini görebildiğimiz düşünülürse yine de biraz yol almış sayılırız. Bu durumda da canlılık tanımına uyan ve görülmesi güç ölçekte büyük canlıların varlığını görmemiz mümkün gibi görünüyor. Ama o yönde bir bulgu yok.
Ve yine daha önce bir çok kez konu ettiğimiz gibi, "Olabilir mi?" şeklinde sorulan hiç bir soru aslında cevaplanamaz ya da cevap asla "Hayır" olamaz. Bir sorunun "Olabilir mi?" şeklinde bitmesi, olası cevapların evrenin her yerinde ve gelmiş geçmiş tüm zamanlarda test edilmiş olmasını gerektiriyor. Çok uzak bir gezegende, 100 metre boyunda, mor renkli, karanlık madde ile beslenen karıncalar "Olabilir mi?" diye soracak olursanız, bu soruya hayır diyebilmek için, tüm uzak gezegenlere gidip bakıp öyle bir karınca türü olmadığını görmek gerekli. Cevapçıyı, "olabilir" ya da "asla olamaz" diye cevap vermeye mecbur bırakmış oluyorsunuz.
Son olarak, bu tip sorular eğlenceli olduğu ve heyecan yarattığı için sürekli dile getiriliyor. "Acaba bu devasa karanlığın ardında ne var?" sorusu merak uyandırılıyor. Ben ise iddia ediyorum ki uzayda bizden başka canlıların ya da medeniyetlerin olması olasılığını o kadar aşındırdık, o kadar zorladık, o kadar bulandırdık ki bir gün böyle bir bulguya rastlansa bile ortaya çıkacak bu gerçek, hiç de beklendiği etkiyi yaratmayacak. Bu bulgunun, medeniyetimizin bilgi seviyesine yapılacak katkılar kimsenin çok da umurunda olmayacak. Çünkü yüksek olasılıkla böyle bir bulguyu bilimsel, mantıksal, felsefi, matematiksel, evrimsel gibi, insan aklına uygun disiplinler ile inceleyip yorumlamayacağız. Bir influencer'ın çekeceği "Uzaylılar fondöten kullanıyor mu?" videosu, Celal Şengör'ün "Uzaylıların temel evrimsel nitelikleri" videosundan çok daha fazla izleneceği için ya da bir tarikat hocasının, "Uzaylılar Sünni mezhebine mi daha yakınlar, Şii mezhebine mi?" sorusuna arayacağı cevap, her şeyden daha önemli olacağı için ortada bilimsel bir bakıştan söz edilmesi zor. Kendi adıma, artık evrende başka canlılar var mı sorusu benim ilgimi bile çekmiyor. "Olsa ne olur ki?" demeye başladım bile. Çünkü ortada henüz hiç bir bulgu yokken "Ufo Müzesi" diye bir şeyin olması, konuyu kapatıyor.
Sağlıcakla...