Keşfedin, Öğrenin ve Paylaşın
Evrim Ağacı'nda Aradığın Her Şeye Ulaşabilirsin!
Paylaşım Yap
Aklımdan Geçen
Komünite Seç
Aklımdan Geçen
Fark Ettim ki...
Bugün Öğrendim ki...
İşe Yarar İpucu
Bilim Haberleri
Hikaye Fikri
Video Konu Önerisi
Başlık
Bugün Türkiye'de bilime ve bilim okuryazarlığına neler katacaksın?
Gündem
Bağlantı
Ekle
Soru Sor
Stiller
Kurallar
Komünite Kuralları
Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
3
Gerilim yaratmayın.
Gerilim, tersleme, tahrik, taciz, alay, dedikodu, trollük, vurdumduymazlık, duyarsızlık, ırkçılık, bağnazlık, nefret söylemi, azınlıklara saldırı, fanatizm, holiganlık, sloganlar yasaktır.
4
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Size Özel
Makaleler
Yusuf Berat İlgin
Aktaran 4 saat önce 5 dk.

Güneşimiz gibi başka bir yıldızın etrafındaki ilk gezegenin keşfedilmesinin üzerinden 30 yıl geçti. Her yeni keşif ile bilim insanları bildiğimiz anlamda yaşama ev sahipliği yapabilecek Dünya benzeri başka gezegenler olup olmadığı sorusunu yanıtlamaya bir adım daha yaklaşıyor.

Bu dönüm noktası, ilk ötegezegenlerin bulunmasından bu yana geçen otuz yılı aşkın süredeki keşiflerin hızlanan oranını vurgulamaktadır. NASA tarafından takip edilen ötegezegenlerin (Güneş sistemimiz dışındaki gezegenler) resmi sayısı 6.000'e ulaştı. Onaylanmış gezegenler, dünyanın dört bir yanından bilim insanları tarafından sürekli olarak bu sayıya eklenmektedir, bu nedenle tek bir gezegen 6.000'inci giriş olarak kabul edilmemektedir. Bu sayı, Pasadena, Kaliforniya'daki Caltech'in IPAC'ında bulunan NASA'nın Ötegezegen Bilimi Enstitüsü tarafından izlenmektedir. Onaylanmayı bekleyen 8.000'den fazla ek aday gezegen bulunmaktadır ve NASA, evrendeki yaşam arayışında dünyaya liderlik etmektedir.

2
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Kaan Kurnaz
Kaan Kurnaz
87.8K UP
Yazar 5 saat önce 9 dk.

İnsan gastrointestinal sistemi, konakçı ile birlikte evrimleşmiş ve biyolojimizin hayati bir bileşeni hâline gelmiş yoğun bir mikrobiyal topluluk tarafından kolonize edilir. İnsan gastrointestinal sistemi ile bağırsak mikrobiyotasının karşılıklı fayda sağladığı bu ilişki, mikropların konakçı içinde yaşadığı ve her iki tarafın evrimsel avantaj sağladığı endosimbiyotik bir birliktelik olarak görülebilir.[1] Bir asırdan fazla süren araştırmaların ardından, insan rahim içi ortamının steril olduğu ve yenidoğanın mikrobiyomunun doğum sırasında ve sonrasında kazanıldığı fikri, bilim dünyasında kabul görmüş bir dogma hâline gelmiştir.[2] Bu görüşe göre, rahim içi ortam ve amniyotik mayi sterildir; fetüs, mikroorganizmalarla ilk kez doğum sırasında, annenin doğum kanalından geçerken karşılaşır ve bu mikrobiyal etkileşim, doğum sonrası anne ile kurulan ten tene temasla devam eder.

Bununla birlikte yeni nesil dizileme tekniklerini kullanan bir dizi yeni çalışma hem insanlarda hem de hayvan modellerinde sağlıklı plasenta ve rahimde kommensal bakterilerin varlığını göstermiştir.[3][4] Klasik “steril rahim” dogmasının aksine, mikroplar plasenta dokusunda[3] , göbek kordonu kanında[5], fetal zarlarda[6], amniyotik sıvıda[7] ve mekonyumda[8] tespit edilmiştir. Bu bulgular, steril rahim paradigmasını sorgulayan birçok araştırmacının, insan mikrobiyomunun ediniminin doğumdan önce rahimde başlamış olabileceğini öne sürmesine yol açmıştır. Böylece anne kaynaklı mikrobiyal bileşenlerin rahim içi ortam ve amniyotik sıvı aracılığıyla fetüse ulaşması, bağırsak mikrobiyotasının kuşaklar arası aktarımında muhtemel bir rol oynayabileceğini göstermekte olup fetal bağırsak mikrobiyatasının kısmen rahim mikrobiyatasından köken alabileceğini düşündürmektedir. Bu erken mikrobiyal etkileşim, rahim içi mikrobiyomun kuşaklar arası evrimsel aktarımına olanak sağlayan endosimbiyotik bir sürekliliği sorgulatmaktadır.

1
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Cemgil Bilici
Cemgil Bilici
93.5K UP
Yazar 1 gün önce 42 dk.

Yön bulmak, insanlık tarihi boyunca hayatta kalmak ve keşfetmek için temel bir ihtiyaç olmuştur. Doğadaki işaretler, güneş ve yıldızlar gibi doğal yöntemler; insanların binlerce yıldır kullandığı güvenilir araçlar arasında yer alır. Günümüzdeyse pusula, harita ve GPS gibi teknolojik araçlar yön bulmayı hızlı ve kesin hâle getirmiştir. Bu makalede, yön bulmanın tarihçesinden bahsedeceğiz. Ardından kara, deniz ve havada kullanılan navigasyon araçlarını inceleyeceğiz. Son olarak hem doğal hem de beşeri yöntemlerle yön bulma tekniklerini ele alacağız.

İnsanlık tarihinin en eski dönemlerinde doğa olayları, gök cisimleri ve coğrafi işaretler yön bulmak için kullanılmıştır. Orta Çağ’da ise pusula ve haritacılık denizcilikte yeni ufuklar açmıştır. 18. yüzyıla gelindiğinde ise kronometre ile boylamın hassas bir şekilde hesaplanabilmesi, navigasyonun bilimsel bir temele oturmasını sağlamıştır.

4
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Ögetay Kayalı
Yazar 4 gün önce 11 dk.

Astrofotoğrafçılık, gökyüzünde gördüğümüz gök cisimlerinin çeşitli metotlar kullanılarak fotoğraflanması ve görüntü işleme yazılımlarıyla bu fotoğrafların işlenmesidir. Gökyüzündeki bu gök cisimlerinin fotoğraflanması en basit anlamda ikiye ayrılır: derin uzay cisimleri (İng: "deep-sky object") fotoğrafçılığı ve Güneş sistemi (ya da gezegen) fotoğrafçılığı.

Derin uzay fotoğrafçılığında genellikle geniş açı gökyüzü fotoğrafları çekilir. Fakat esas hedef bulutsular, yıldız kümeleri ve galaksilerdir. Bunlardan bazıları uzak ve sönük olduklarından geniş alan yerine dar alan çekimlerine odaklanılabilir. Bununla birlikte yakınlaştırma arttıkça elde edilen ışık azaldığından çoğunlukla geniş açı gözlemleri tercih edilmektedir.

20
0
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Yusuf Berat İlgin
Yazar 5 gün önce 7 dk.

Uzay fotoğraflarında karşımıza çıkan göz alıcı renkler, sadece estetik birer manzara sunmakla kalmaz. Aynı zamanda evrenin derinliklerindeki kozmik yapıların kimyasal bileşimi, sıcaklığı, yoğunluğu, hareketi ve enerji süreçleri hakkında astronomlara paha biçilmez bilimsel bilgiler sağlayan bir dil görevi görür.

Fiziksel ve astronomik anlamda renk, elektromanyetik spektrumun iki farklı dalga boyu bölgesinde ölçülen iki yoğunluğun oranı olarak tanımlanırken fizyolojik anlamda insan gözünün retinasındaki üç farklı renk reseptörünün (koniler) hassasiyet eğrileri tarafından oluşturulan ve beynimizin kırmızı, yeşil, maviye benzer izlenimler yarattığı dalga boyu bölgeleridir. Ancak özellikle James Webb Uzay Teleskobu (JWST) ve Hubble Uzay Teleskobu gibi gelişmiş cihazlarla çekilen derin uzay görüntülerindeki renklerin, her zaman insan gözünün doğrudan algıladığı "doğal" veya "gerçek" renkler olmadığını anlamak büyük önem taşır. Çoğu zaman bu fotoğraflar, insan gözünün göremeyeceği belirli dalga boylarına veya belirli elementlerin emisyonlarına atanmış yapay renklerdir (İng: "false colors") veya eşlenmiş renklerdir (İng: "mapped colors"). Bu teknikler sayesinde, teleskoplar bize kelimenin tam anlamıyla "görünmezi görünür kılarak" süper-insan görüşü sunar.

10
1
  • Paylaş
  • Alıntıla
  • Alıntıları Göster
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol

Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.

Evrim Ağacı'nı Takip Et!
Keşfet
Ara
Yakında
Sohbet
Agora

Bize Ulaşın

ve seni takip ediyor

Göster

Şifremi unuttum Üyelik Aktivasyonu

Göster

Şifrenizi mi unuttunuz? Lütfen e-posta adresinizi giriniz. E-posta adresinize şifrenizi sıfırlamak için bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Eğer aktivasyon kodunu almadıysanız lütfen e-posta adresinizi giriniz. Üyeliğinizi aktive etmek için e-posta adresinize bir bağlantı gönderilecektir.

Geri dön

Close