Besleneceği gıdadan yoksun kalan yürek kendi kendini kemirmeye başlar ve ölüm olmasa bile, ölümü önceleyen bir aşamanın tükenmişliğini hisseder.
Bugünkü adalet, büyük sineklerin delip geçtiği, küçüklerin de takılıp kaldığı bir örümcek ağı gibidir.
Dünün boyun eğişi yarının boyun eğişini hazırlar.
Prensipler yoktur; yalnızca olaylar vardır. İyi ve kötü yoktur, yalnızca
şartlar vardır. Üstün insan onlara rehberlik etmek için olayları ve
şartları benimser. Eğer prensipler ve sabit yasalar olsaydı, ülkeler
onları bizim gömlek değiştirdiğimiz gibi değiştirmezlerdi ve bir
insanın bütün bir ulustan daha akıllı olması beklenemez.
Kısacası, hayatımı kalbime bağlamadım, çünkü kalp kırılır; duygularıma bağlamadım, çünkü duygular coşar; kafama bağladım hayatımı, çünkü kafa yıpranmaz, her şey ölür, o yaşar.
Tuhaf iş! İnsan, yine kendi kendine zıt giderek, umutlarını şimdiki dertleriyle, dertlerini de kendisinin olmayan bir gelecekle aldatarak, bütün davranışlarına sonuçsuzluğun, güçsüzlüğün damgasını vurur.