Uzun uzadıya inceleme yazmayacağım sadece birkaç kelam edip birkaç da alıntı bırakacağım kitaptan. Bakış açısını değiştirmek, alışagelmişin dışında farklı bir şeyler denemek isteyen herkesin okumasını tavsiye ettiğim son derece eğlenceli bir eser. Muzip ve hınzır bir yanı var. Bolca ironi, sataşma, iğnelemeyle dolu. Yazarın çeşitli zamanlarda farklı mecralarda yayınlanan denemelerinden oluşuyor. Okuması gerçekten keyifli ve bir o kadar eğitici. Alt başlık sizi yanıltmasın. Alelade geyik muhabbetleri değil Ampelofilozofiya...
''Çardak altında dinlenirken tsipouro ya da tsikoudia içmek de adetten sayılır. Üzüm'ün insana armağan ettiği rakıdan biraz farklı olan bu iki ürün bağda çalışanların çardak altında dinlenirken dilinin çözülmesini sağlar ve başlar ampelofilozofiya. Ne yapıyorsun? Bu soruyu sorduğun ve öyle çardak altında boş oturup dinlenen ya da kasabada kahvede oturup dünyayı temaşa eden bir Yunanlının yanıtı son derece manidardır. Mi tripa sto nero, Türkçesiyle suya delik açıyorum...
Suya delik açmaya kalkıştınız mı hiç? Ben kalkıştım. Bu kitabı yazdım. Ömür dediğiniz suya delik açmaktır. Yani Mia tripa sto nero. İşte aslında ampelofilozofiya tam da budur yani suya delik açmaktır.''
''Açıkçası bu kitabı arkeoloji ve arkeologlarla kendimce dalga geçmek için yazıyorum. Dünyanın en önemli işini yaptığını sanan ama sonuçta bomboş bir yaşamı kucaklayan çok arkeolog tanıdım. Çoğunun hayatında da sadece meslekleri vardı. Bir hobi edinme, bir başka alandan okuma yapma veya aklınıza gelebilecek mesleği dışındaki alanlara ilgi duyan çok az arkeolog olduğunu gözlemledim. ''
''Bu kitap içinde Ampelofilozofiya kavramı çerçevesinde yazılmış ve çoğunlukla kendini ciddiye alan arkeologlarla kafa bulduğum makaleler var. Kısacası yazılanları çok ciddiye almayın, gününüzü yaşayın ve işin sırrının dengede olduğunu bilerek yarını unutmayın.''