İlk başta temel modlar olan hız, güç, zırh ve pelerin modlarını ele alırsak güç ve zırh modu daha mümkün teknolojiler olarak gözüküyor. Hız modu nispeten biraz daha sıkıntılı olsa da pelerin şu anki teknolojimizle imkansız gözüküyor. Bunun dışında taktiksel vizör, giyilebilir bilgisayar, beyinle bilgisayar kontrolü, su jetleri, oksijen takviyesi vb. gibi yan özellikler ya günümüzde zaten gelişmiş şekilde kullanılan ya da boyutları büyük veya halen daha üstünde çalışılan teknolojiler olduğu için üstünde durmayacağım. Bir tek giysinin giyen kişiyi hızlı bir şekilde rejenarasyonla iyileştirmesi, dokularla birleşerek canlıyla yarı ya da tam mutualist simbiyotik bir ilişki kurması, kendini yenileyebilen sınırsız enerji kaynağı gibi şeyler uçuk ve oyunda da geçen "uzaylı teknolojisi" ile gelen özellikler olduğu için bunları da geçiyorum.
Oyundaki mantıkla çalışmamakla birlikte:
Zırh modunu giysinin üstünü kaplayan, elektriksel sinyaller ile uyarılıp (böyle bir mekanizma şu anda mümkün mü bilmiyorum) şekil verilebilen karbon allatropu çok sert kristaller olarak düşünebiliriz.
Güç modu insan kaslarını destekleyen ekstra robotik/hidrolik karışımı dış iskeletler olabilir.[1]
Hız modu için de hidrolikler düşünülebilir (uzun mesafe ve yükseklikleri zıplamak gibi düşünülebilir) ama adrenalini yapay olarak arttırma gibi şeyler hem giyen kişinin biyolojik dengesini hem de kasların fiziksel bütünlüğünü bozacak şeylerdir.
Pelerin modu için ise günümüzde arkasındaki ışığı kırıp önündeki tam da doğru noktaya iletebilen bir teknolojimiz şu anda yok.[2]
Ayrıca elimizdeki teknolojileri bile bir giyside toplasak oyunda geçen 1 milyar dolardan daha fazla maliyet çıkar. Sonuçta Sam amcanın kimsenin kıçını korumak için 1 milyar dolar harcayacak hali yok.
Gollum onlara baktı. O ince ve aç yüzünden garip bir ifade gelip geçti. Gözlerindeki pırıltı söndü; gözleri donuklaşıp grileştiler, yaşlı ve yorgun oldular. Bir sancı kıvrandırıyordu sanki onu; dönüp geçide baktı, sanki bir iç tartışma yaşıyormuş gibi başını salladı. Sonra geri geldi, yavaş yavaş titreyen elini uzatarak, büyük bir dikkatle Frodo'nun dizini elledi ama bu temas bir okşamaydı neredeyse. Bir minicik an için, uyuyanlardan biri onu görmüş olsaydı, onu kendi zamanından, gençliğinin tarlalarından ve derelerinden, kendi arkadaşları ve akrabalarından çok sonraya bırakmış olan yıllarla küçülmüş, bir deri bir kemik kalmış acınacak bir şey, yaşlı yorgun bir hobbit gördüklerini zannederdi.''
kaynakça kısmında asla yapay zekaya güvenmeyin halüsinasyon nedeniyle uydurabiliyor. Bazen çok açık sorulan birşeyi anlamamakta ısrar edebiliyor. Bunun dışında başka aman aman sorunları yok.
ortam tercihine gelince, bence cevap niteliğinde olan bütün ortamlar mümkün olduğunca kullanılmalıdır. Yapay zekanın verebilecekleri var veremeyecekleri var. Aynı şekilde evrim ağacının.
Evrim ağacı dışında bir çok forum var; teknolojiye özel olanı mı dersin, kadınlara özel olan mı dersin yani bunlarda soru sorup cevap alınabilecek platformlar.
Ama sorunuzun cevabına gelecek olursak. Chatgptden alınan cevaplar hakem kontrolünden geçmediği için evrim ağacını tercih edebilirsin. Buradaki cevaplar kaynakların tutarlı olup olmadığı moderatörler tarafından denetlenebilir. Onun dışında cevaplar beğenilerek diğer kullanıcılar tarafından tastiklenebilir. Bu da chatgptye karşı buradaki soruları güçlü kılmakta.
Bir zamanlar, kocaman bir bahçede sayısız ağaç ve çiçek vardı. Bu bahçe öylesine büyüktü ki, içinde yeni keşfedilmiş fidanlar da eski, köklü çınarlar da bulunurdu. Bu bahçe, "bilgi"nin sonsuz çeşitliliğini temsil ediyordu. Yapay zekâ ise bahçeye sonradan eklenen bir sera gibiydi: Size hızlıca gösterimler yapabiliyor, birkaç tohumdan renkli çiçekler çıkartabiliyordu. Ancak, bahçenin tam ortasındaki asırlık bir "Evrim Ağacı" vardı ki, gövdesine kazınmış bilgiler çok daha köklüydü ve gerçeği görmeye çalışan meraklı her ziyaretçi, bu ağacın altına gelip güvenli bir gölgede dinlenmeyi tercih ediyordu.
Zaman geçtikçe yapay zekâ serası büyümeye, daha gösterişli hale gelmeye başladı. Kimi zaman, rüzgâra karşı sağlam duramayan yapay zekâ çiçekleri soluyor ya da yanlış çiçekleri başka türlerle karıştırıyordu. Bu esnada Evrim Ağacı, dallarını daha da güçlendirdi; çünkü bilgisini sürekli tazeleyen bilimsel çalışmalardan besleniyordu. Bahçede gezen insanlar, yapay zekâ serasının hızlı ve etkileyici gücünden faydalanmak istiyor ama tam güvende hissetmek için yine o kadim ağacın köklerine tutunuyordu.
Elbette gün gelecek, sera belki de olağanüstü bir biçimde kusursuza yakın çiçekler üretebilecek. Fakat o zamana kadar; bahçedeki her bir meraklı, en sağlam kaynak olarak ağacın köklerine inmeyi, yani onun gerçek ve doğrulanmış bilgilerine başvurmayı tercih edecek. Çünkü bahçeyi gerçek manada besleyen, içindeki en sağlam gövdeye sahip Evrim Ağacı olduğu sürece, rüzgâr hangi yönden eserse essin bilgi yaşamaya devam edecek.
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç katın.