Carl Gustav Jung, "insan ruhunu bilen" biri olmak için akademisyenliğin yetersiz olduğunu düşünüyordu. Bunun için "müspet bilimleri bırakmak, akademisyen cübbesini çıkarmak, çalışmalara veda edip dünyada, zindanların dehşetinde, tımarhanelerde ve hastanelerde, kasvetli arka mahalle meyhanelerinde, genelevlerde ve kumarhanelerde, saygın toplumun salonlarında, borsalarda, sosyalist mitinglerde, kiliselerde, tarikatların diriliş ve esrimelerinde dolaşmak; sevgiyi, nefreti ve tutkuyu insan bedenindeki her türlü biçimiyle yaşamak" gerekiyordu.
İlginç bir bakış açısı...