Bilimin Başı Olmayınca…
“Felsefe, Günümüzde Bilime Katkı Sağlıyor mu?” içeriği üzerine;
İşte taş işte gedik…Kutlarım…
Huntington’un, Brezinski’nin, Fukuyama’nın bizlere felsefeci olarak yutturuldukları bir çağda ne bekliyoruz ki? (Pragmatizmin-işbitiriciliğin, çıkar için her yol mubahtır anlayışının “bol yeşil banknotlu” “moderen havarileri”…(yazım yanlışı iradidir)
Felsefe baş, bilim gövde ve ayaklar teknoloji olmak üzere; düşünün ki biri size, “Gövdeni çok seviyorum, hele ki ayaklarına bayılıyorum, fakat şu başın olmayaydı çok iyi olurdu.” diyor. Ardından bilimi, önce akıl sevgisinden (Felsefeden) ve dolayısı ile hem akıldan hem de sevgiden koparıp ne kadar önemsediğini söylüyor.
Sizce bu “bilim” insanının önemsediği akıl ve ona duyulan sevgi değilse ne ola ki?