Bu komünite, aklınızdan geçen düşünceleri Evrim Ağacı ailesiyle paylaşabilmeniz içindir. Yapacağınız paylaşımlar Evrim Ağacı'nın kurallarına tabidir. Ayrıca bu komünitenin ek kurallarına da uymanız gerekmektedir.
1
Bilim kimliğinizi önceleyin.
Evrim Ağacı bir bilim platformudur. Dolayısıyla aklınızdan geçen her şeyden ziyade, bilim veya yaşamla ilgili olabilecek düşüncelerinizle ilgileniyoruz.
2
Propaganda ve baskı amaçlı kullanmayın.
Herkesin aklından her şey geçebilir; fakat bu platformun amacı, insanların belli ideolojiler için propaganda yapmaları veya başkaları üzerinde baskı kurma amacıyla geliştirilmemiştir. Paylaştığınız fikirlerin değer kattığından emin olun.
Değer katın; hassas konulardan ve öznel yoruma açık alanlardan uzak durun.
Bu komünitenin amacı okurlara hayatla ilgili keyifli farkındalıklar yaşatabilmektir. Din, politika, spor, aktüel konular gibi anlık tepkilere neden olabilecek konulardaki tespitlerden kaçının. Ayrıca aklınızdan geçenlerin Türkiye’deki bilim komünitesine değer katması beklenmektedir.
5
Cevap hakkı doğurmayın.
Aklınızdan geçenlerin bu platformda bulunmuyor olabilecek kişilere cevap hakkı doğurmadığından emin olun.
Bilim insanları, Ay toprağını kullanarak su üretip karbondioksiti oksijen ve yakıt bileşenlerine dönüştüren çığır açıcı bir teknoloji geliştirdi. Çin’in Chang’E-5 görevinden elde edilen örneklerle yapılan deneylerde, fototermal yöntemle çalışan bu sistem, Ay'da sürdürülebilir yaşamın kapılarını aralayabilir. Yeni teknoloji, astronotların nefes verdiği CO₂’yi oksijen ve yakıta dönüştürerek, Dünya'dan kaynak taşıma zorunluluğunu azaltıyor. Ancak Ay’daki zorlu çevresel koşullar ve sınırlı kaynaklar, teknolojinin tam ölçekli uygulanmasını şimdilik engelliyor. Buna rağmen, çalışma gelecekteki Ay görevleri için devrim niteliğinde bir adım olarak görülüyor.
Arkeologlar Antiquity dergisinde yayınladıkları çalışmada, ilk bin yıla ait 245 gümüş sikkeyi analiz ederek bölgenin ekonomik yapısını aydınlatıyor. Bangladeş ve Vietnam'da bulunan sikkelerin aynı baskı kalıbıyla üretildiğini belirliyor, bu da 1.600 kilometre mesafedeki bölgeler arasında ticari bağlantı olduğunu gösteriyor. Çalışma Myanmar gibi çatışma bölgelerindeki kültürel mirasın korunması ve yasa dışı antika ticaretinin önlenmesi için önemli katkılar sağlıyor.
Cell dergisinde yayınlanan çalışma, domatesin patatesin ortaya çıkmasını sağladığını ortaya koyuyor. Araştırmacılar, erken dönem domates bitkilerinin yaklaşık 9 milyon yıl önce başka bir atasal grupla melezleştiğini keşfetti. Bu melezleşmeden yumru yapma özelliği için gerekli gen kombinasyonuna sahip melez yavrular oluştu. Bulgular, gelecekte tohumla çoğaltılan yeni patates çeşitlerinin yaratılmasına katkı sağlayabilir.
NASA ve SpaceX, Uluslararası Uzay İstasyonu’na yönelik 33. ticari ikmal görevi için 24 Ağustos 2025’te Falcon 9 roketini fırlatmayı planlıyor. Dragon uzay aracı, 5.000 kilodan fazla malzeme ve bilimsel deneylerle istasyona ulaşacak ve 25 Ağustos’ta Harmony modülüne yanaşacak. Görev kapsamında kemik oluşumunu inceleyen kök hücre çalışmaları, 3D yazıcıyla tıbbi implant üretimi ve mikrogravitede biyoprint edilmiş karaciğer dokusu araştırmaları yapılacak. Ayrıca Dragon, istasyonun yörüngesini korumak için reboost denemesi gerçekleştirecek ve Aralık ayında Dünya’ya dönerek araştırma ve kargoları getirecek.
Astronomlar, Güneş Sistemi’ne doğru hızla ilerleyen üçüncü interstellar nesne 3I/ATLAS’ı gözlemledi. Harvard’lı astronom Avi Loeb, NASA Hubble teleskobunun verilerini inceleyerek nesnenin kendi ışığını yaydığını ve sıradışı parlaklık profilinin çekirdeğinin bu ışığı ürettiğini öne sürdü. Loeb, nesnenin ya radyoaktif süpernova kalıntısı ya da nükleer enerjiyle çalışan bir uzay aracı olabileceğini belirtti. Nesne bu sonbahar Mars’a yaklaşacak ve NASA’nın gözlem fırsatı doğacak.
28 Mart 2025’te Myanmar’da Sagaing Fayı boyunca 7.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Binlerce can kaybına yol açan sarsıntı, Caltech araştırmacılarının uydu görüntüleriyle yaptığı incelemelerde 500 kilometrelik fay kırığına neden olduğu ortaya çıktı. Bu, beklenenden çok daha uzun bir kırılma ve mevcut deprem modellerini zorlayan bir durum. Araştırmaya göre, benzer doğrultu atımlı faylar –özellikle Kaliforniya’daki San Andreas– geçmişte kaydedilenlerden daha büyük ve öngörülemez depremler üretebilir. Bilim insanları, klasik istatistiksel deprem tahmin modellerinin yetersiz kaldığını, fizik tabanlı modellere ihtiyaç olduğunu vurguluyor.
Bu gönderi Evrim Ağacı tarafından öne çıkarılmıştır.
4
0 Yorum
Şikayet
Et
Mantık Hatası
0
Paylaş
Alıntıla
Alıntıları Göster
Paylaşım Görseli Oluştur
Daha Fazla İçerik Göster
Popüler Yazılar
30 gün
90 gün
1 yıl
Evrim Ağacı'na Destek Ol
Evrim Ağacı'nın %100 okur destekli bir bilim platformu olduğunu biliyor muydunuz? Evrim
Ağacı'nın maddi destekçileri arasına katılarak Türkiye'de bilimin yayılmasına güç
katın.
Siz de reklam görmekten sıkılmadınız mı? Onlardan kurtulabilirsiniz!
Bu yıl sayfamızda gezdiniz.
Reklamlar, internet sitemizin ayakta kalabilmesinin tek yolu. Ama daha iyi bir yol var: Evrim Ağacı Premium! Kreosus üzerinden, bütçenizi zorlamayacak bir miktarda bize destek olarak sitemizdeki bütün reklamları kapatabilir, Evrim Ağacı Premium kullanıcılarının her geçen gün artan ayrıcalıklarından faydalanabilirsiniz. Tek seferlik destek olun veya daha iyisi, aylık destekçilerimiz
arasına şimdi katılın.
“Politikacıların ve ekonomistlerin insan doğası ile ilgili varsayımları, insan doğasının bir karikatüründen ibarettir. Onlara gereğinden fazla kandık.” Frans De Waal
Bilim İçin 30 Saniyeniz Var mı?
Evrim Ağacı, tamamen okur ve izleyen
desteğiyle sürdürülen, bağımsız bir bilim oluşumu.
Ücretsiz bir Evrim Ağacı üyeliği oluşturmanın çok sayıda
avantajından
biri, sitedeki reklamları %50 oranında azaltmak (destekçilerimiz arasına katılarak
reklamların %100'ünü kapatabilirsiniz). Evrim Ağacı'nda geçirdiğiniz zamanı
zenginleştirmek için, sadece 30 saniyenizi ayırarak üye olun (üyeyseniz, giriş
yapmanızı tavsiye ederiz).