Spoiler vermeden, hem de çocukluğumdan bir anımı paylaşarak devam etmek isterim. Şu yaşadığımız günlerin kıymetini daha farklı gördüm bir süreliğine. İlkokul zamanlarımda odamda klavyeden bozma atarim, tüplü küçük ekranlı televizyonum ve kaset tipi içinde 1000 tane (rakamdan tam emin olamadım, şu detayı da vermem gerek içindeki oyunlar isimleri değişip renkleri değişip farklı oyun olarak yer alırdı dkdjdj ama başka bir keyfi de bu makarasıydı işte) oyun olan kasetler geldi aklıma. Deli gibi oynardım hiç unutmam.
Herneyse film hakkında düşüncelerime gelecek olursam. Bende ilk hissettirdiği: "bir dünyada çapsız olarak nitelendirildiniz diye ait olduğunuzu hissettiğiniz bir dünyada efsane olarak anılamayacağınız anlamına gelmez." şöyle dersem tam ifade etmiş olurum sanırım. Başka hoşuma giden detay pes etmeme noktası, pes etmeyen olarak anılmak bir gün kazanacaksınız anlamına gelir. O gün geldiğinde ilk günkü neşenizle "Oh, mamma mia!" demekten sizi kim alıkoyabilir ki! Küçük bir detay daha, karakterin sonlara doğru bıyık burması en keyif aldığım detaydı. Nedeni bariz ortada değil mi?
Dipnot: Çocukluğunda vakit harcadığın oyunu yıllar sonra film olarak izlemenin keyfi kelimelerle anlatılamıyormuş.