Gnaeus Pompeius Magnus ya da bilinen adıyla Büyük Pompeius, daha 24 yaşındayken kanlı zaferler elde etmiş, 35 yaşındayken de Roma Cumhuriyeti’nin zirvesine yerleşip, “Romalı İskender” olarak selamlanmıştır. MÖ 80’li yıllarda Mariusçulara karşı başarıları, MÖ 70’li yıllarda İber Yarımadası’ndaki seferleri, Akdeniz’deki korsanlara, doğuda Pontus Kralı Mithridates’e ve diğerlerine karşı zaferleri Roma’nın sınırlarını doğuya doğru iyice genişletirken, tüm bunların neticesinde ulaşılması güç bir askerî kariyere sahip olmuştur.
Elde ettiği başarıların Pompeius’un başını döndürdüğü iddia edilebilir. Kendisi ayrıca deha sahibi, zaman zaman askerî mucizeler yaratan bir eylem adamıdır. Hep övgüye ve kendisine hayranlık duyulmasına muhtaçtır. Soğukkanlı bir karaktere sahip değildir. Homeros’un küstah ve pervasız kahramanları gibi ağlamıştır, öfkelenmiştir ve icraatlarıyla böbürlenip; düşme ihtimaline karşı dehşet içinde tetikte beklemiştir. Kılıcı olduğu kadar kalemi de ustalıkla kullanan Caesar, Pompeius’un hem kariyerine hem de şahsiyetine gölge etmiştir.
Elinizde tuttuğunuz bu cesur ve zengin inceleme, Pompeius’u Caesar’ın bakış açısına sıkışmadan ele alıyor, hayatını önyargısız ve ayrıntılı bir şekilde incelerken komutanlığının da hakkını veriyor.
Gnaeus Pompeius Magnus ya da bilinen adıyla Büyük Pompeius, daha 24 yaşındayken kanlı zaferler elde etmiş, 35 yaşındayken de Roma Cumhuriyeti’nin zirvesine yerleşip, “Romalı İskender” olarak selamlanmıştır. MÖ 80’li yıllarda Mariusçulara karşı başarıları, MÖ 70’li yıllarda İber Yarımadası’ndaki seferleri, Akdeniz’deki korsanlara, doğuda Pontus Kral
... Daha fazla göster