Kemal Bilbaşar, edebiyatımızın unutulmaz romanlarından Cemo’da, kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, çatıldığında hançere dönüşen kaşlarıyla yürek yakan Cemo’nun destansı öyküsünü anlatmıştı. Bu kült romandan birkaç yıl sonra da Cemo’nun çan ustası kocası Memo’nun trajik öyküsünü yazdı. Tıpkı o iki sevdalı gibi, Cemo ile Memo romanları da o zamandan bu yana edebiyatımızda hep birlikte anıldılar.
Cumhuriyetin ilk yılları. Doğu Anadolu’nun amansız koşulları. Aşiret düzeninde çatlakların derinleştiği bir dönem ve patlak veren fırtına: Dersim Olayları. Acımasız ortamın rüzgârlarıyla savrulan, yitip giden insanlar. Bu fırtınada obasını, insanlarını fitneden korumaya ant vermiş, kulları uyarıp diriltmeye baş koymuş bir çan ustası: Memo.
Bilbaşar’ın Memo’su, Doğu Anadolu’nun kendine özgü ya- şam biçiminden kaynaklanan bir trajediye tanıklık ediyor.
Kemal Bilbaşar, edebiyatımızın unutulmaz romanlarından Cemo’da, kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, çatıldığında hançere dönüşen kaşlarıyla yürek yakan Cemo’nun destansı öyküsünü anlatmıştı. Bu kült romandan birkaç yıl sonra da Cemo’nun çan ustası kocası Memo’nun trajik öyküsünü yazdı. Tıpkı o iki sevdalı gibi, Cemo ile Memo romanları da o zaman
... Daha fazla göster