Kuantum fiziği dünyasına ilk giriş yaptığınız zaman başlarda fizik kurallarını tamamen yıkıp yepyeni bir evrene giriş yaptığınızı hissediyorsunuz. Fakat biraz daha ilerledikçe aslında gördüğümüz ve duyularimizla deneyimledigimiz evrenin , kuantum fiziğinin limitleri dahilinde gerçekleştiğini görmeye başlıyoruz. Bu evrene dair öğrendiğimiz her yeni bilgi karşımıza daha da fazla soru çıkarıyor. Evrenin yasaları ile ilgili ögrendiklerimizin ve öğreneceklerimizin asla sonu olmadığını anlamaya başlıyoruz. Ben lise hayatim boyunca fizikten nefret ettim , fakat üniversite hayatımda fiziğe aşık oldum . Çünkü bana gördüğüm hiçbir şeyin gördüğüm gibi olmadığını ve yaşadığımız evrenle ilgili hayal edebileceğimiz bir çok mucizenin aslında olasılık dahilinde(şimdilik bildiğimiz fizik kuralları dahilinde) olduğunu görmemi sağladı . Her şeyin sonsuz bir olasılık içerisinde rastlantısal olarak gerçekleştiğini, fakat bunun da bir sebebi olduğunu görmemi sağladı. Feynman'dan sonra fiziği bu kadar icsellestirerek anlayabilmemi sağlayan, fiziğe ve onun yasalarına hayranlıkla bakabilmeme ve bu zarafeti az buçuk da olsa kavrayabilmeme vesile olan Leonard Susskind'e saygılarımı sunarım. Fiziğin yasalarını bu kadar basit bir zarafetle anlatabilen nadir insanlardan , ve bu kitap da bu büyülü dünyanın mucizelerini merak eden birçok bilim meraklısı insana bir kılavuz niteliğinde diye düşünüyorum.