Ahmet Arslan’ın dili burada da her zamanki gibi sade, akademik ve herkes için ulaşılabilir bir çizgide seyrediyor. Bu da kitabı hem felsefeye yeni adım atan öğrenciler için hem de konunun derinliklerine inmek isteyen okuyucular için oldukça ideal kılıyor. Sofistlerin göreceli bilgi anlayışı, Sokrates’in etik temelli sorgulayıcı yöntemi ve Platon’un idealar kuramı, hem tarihsel bir bağlam içinde hem de felsefi çözümlemeleriyle birlikte verilip okuyucuya çeşitli analizler sunuluyor.
Sofistlerin bilgiyi, ahlakı ve toplumu nasıl problematize ettiğini görmek, özellikle günümüzün “hakikat sonrası” çağında son derece güncel hissettiriyor. Sokrates’in bilgi sevgisi ve erdem anlayışı; Platon’un gerçek bilgi arayışı ve ideal düzen tahayyülü ise insanlığın düşünsel mirasında ne denli temel bir yer işgal ettiklerini bir kez daha kanıtlıyor.
Felsefi düşüncenin kökenlerine inmek isteyen herkes için güvenilir ve zengin bir kaynak ve Antik Yunan felsefesinin yalnızca tarihsel değil, aynı zamanda güncel düşünceyle ilişkisini de kurabilen bir okuma arıyorsanız, bu seriyi kaçırmayın derim.