Homo Deus: Yarının Kısa Bir Tarihi (Homo Deus: A Brief History of Tomorrow)

Bu kitap gelecekte insanların başına neler gelebilceğini neler olabileceği hakkında bahsediyor çok beğenmiştim bu kitabı bitirince eğer Hayvanlardan Tanrılara - Sapiens kitabını da okumadıysanız onuda okumanızı öneririm.

Yuval Noah Harari’nin kaleme aldığı Homo Deus, insanlık tarihine ve geleceğine dair çarpıcı bir perspektif sunan bir eserdir. Harari, Homo sapiens’in geçmişte doğayı ve kendi içsel korkularını kontrol altına alarak Tanrı benzeri bir konuma yükselme arayışını ve gelecekte teknolojiyle birleşerek nasıl Homo Deus’a dönüşebileceğini ele alır. Kitap, ölümün yenilmesi, yapay zekanın yükselişi, biyoteknoloji ve transhümanizm gibi konuları sorgulayarak okuyucuyu derin felsefi ve etik tartışmalara sürükler.

Harari’nin eseri, insanlık tarihi, bilim ve felsefe arasındaki köprüleri kurarak geleceğe dair provokatif sorular ortaya atar. Bilimsel verilere ve tarihsel analizlere dayansa da, zaman zaman distopik bir tablo çizer ve bu da okuyucuda kaygı uyandırabilir. Kitap, teknolojik ilerlemenin insanlık için umut mu yoksa tehlike mi olduğuna dair tartışmaları körüklerken, okuyucunun modern inançları sorgulamasını sağlar. Ancak, Harari’nin geleceğe yönelik öngörüleri kesin gerçekler değil, olasılıklardır; bu nedenle, eleştirel bir zihinle yaklaşmak önemlidir.

Eğer insanlığın geçmişinden yola çıkarak gelecekte bizi bekleyen olası senaryoları anlamak istiyorsanız, Homo Deus tam size göre bir kitap. Yapay zeka, biyoteknoloji ve ölümsüzlük gibi konulara ilgi duyuyorsanız, bu eser hem ufuk açıcı hem de düşündürücü bir rehber olacaktır. Harari’nin sade ve akıcı anlatımı, karmaşık kavramları kolayca anlamanıza olanak tanıyor. İnsanlığın doğasını, hedeflerini ve gelecekteki rolünü sorgulamak isteyen herkese bu kitabı kesinlikle tavsiye ederim. Özellikle felsefi derinlikten hoşlanıyorsanız, Homo Deus size ilham verecek!

Okuduktan sonra sorgulattıran ve düşündüren bir kitap.

Yuval Noah Harari ve Homo Deus
Üçlemenin ilk kitabı Homo Sapiens cidden kaynağını evrimden alıp insanlık tarihi ile harmanlayan bir kitap ve tek bir cümle ile özetlenebilir: Birbirimize mecburuz. Benciliz fakat bizcil olmak zorundayız çünkü doğamız bunu dayatıyor. Zira bugün zincirin tepesinde oluşumuzu buna borçluyuz. Geleceğin inşası bizcil, ortaklaşmacı bir dünyanın ürünü olacak.
Bu evrimsel dayanaklı tespitler sonraki kitap olan Homo Deus’un son sayfalarına kadar aynı tespit, dayanak ve öngörüler ile sürüyor. Fakat son bölümünde ne hikmetse yazar zorunlu olarak , konunun temeli insan oluşundan ve insanın politik bir hayvan oluşundan dolayı , yine evrimsel ve bilimsel olarak öncesinde sunduğu ve bizcil olmanın (toplumsal bir varlık oluşumuzun) gerekçelerini sanki kendisi hiç dile getirmemiş ve dayanaklarını evrimsel ve tarihsel olarak hiç kanıtları ile ortaya koymamış gibi gerisin geri bir manevra ile bugün egemen olan ve bireyi kutsayan, fakat özünde muazzam şekilde örgütlü olan kapitalizme toz kondurmama uğraşı içine giriyor.
Söz konusu insan olduğunda ve insanı politik bir hayvan olarak tanımladığımızda, son sözümüz elbette ki politik olmak zorundadır. Kanımca yazar bunun farkında fakat bindiği dalı kesemiyor ve yine kanımca çark ediyor.
Keşke söz konusu kitabın ( madem bireyi kutsayan kapitalist realite bir şeyi dayatıyor) son elli sayfasını bir bilim insanı olarak tüm somutu ile ortaya koyup yorumu okuyucuya bıraksaydı.
Kalemi çok güçlü, tespitleri evrimsel ve bilimsel açıdan tutarlı , dili çok akıcı , öngörüsü yüksek bir yazar. İşte o kahrolası aidiyet ve politik mecburiyet var ya: İnsana, bilim insanına tükürdüğünü yalatıyor. Bir ihtimal daha var: o da ne yazık ki bir çok bilim insanı, yazar, sanatçı ve politikacıda gördüğümüz şey; bilimsel, nesnel vb. makamı, görevi gereği kapıdan kovmak zorunda olduğunu kovmuş gibi gösterip arka pencereden içeri almak. Umarım böyle değildir.
Burada kasıt yazarın emeğine dil uzatmak asla değil, haddime de değil. Fakat gördüğüm bir çelişkiyi de dile getirme görevi aslında yazarın (niyetinden bağımsız" emeğine duyduğum saygının bir gereğidir. Hem de dostça... İlgili kitaplar sırası ile okunduğunda niyetimin eleştirel sınırlarda kaldığı görülecektir.

Homo sapiensde insalığın tarihini bu kitapta ise daha çok geleceğini anlatıyor kısaca insanların eskiden inandığı tanrıların ve mitolojik ögelerin yaptıpı şeyleri yaptığımızı anlatıyor ve daha fazlasını yapıcağımızı anlatıyor örneğin ;bulutları kullanarak yağmur yağdırdığımızı ,tüp bebek yaptığımızı .Yaratılışa hükmediceğimizi gelecekteki dinin humanizm olucağını ve kapitalizm milliyetcilik komunizm gibi ideolojilerin bitticeğini anlatıyor kitap bence düşündürücü eğer ki insanların geleceğine dair bir fikir edinmek isterseniz güzel bir kitap